VARSAĞI
Biz alıştık ne kadar eski olsak
Sularımıza vurduğundan beri ilk kürek Dönüp durduğundan beri yaprak kozası Toprağın iliğinde çoğalan umut Toza dönüşen taş gözesinde Fışkıran her yüze başka bakıyoruz Başka dolaşıyor bir başka genişliyor Öfke ayak uçlarından yükselerek Senin kanını paylaşıyor Koparıp alınan bir dağ burcunun Damarlı gözlerinde Hep bir yerlerde kendimizi kuşatmak Yüreğin sürülmüş boşluğunda Yüzümüzün sağılması Tam göğüs altında gerilerek Yeni bir fırtınaya Yeni bir köy aranması İyice sakınarak bir el yazması gibi Çekinerek değerinden Havada tozlara, meyve tüylerindeki ışığa dağılmasından Korkarak uçup gitmesinden Mıhlarız acımızı Küle gömülmüş bir taş yontudan Ölü bir balığın pulu damlıyor Suyu damlıyor bildiğimiz kadarıyla Anlamı yaşamın Denizle beslenmiş dalgın gökyüzü Yaşını çoktan aşmış Şaşkın bakıyor yalnızlığımıza Onun ağaçlar gibi kalın kabuklarında Hi öyle yırtılma olmamış Tırnağı hiç hüzne saplanıp kırılmamış Yağdı yağacak ya biz susmuyoruz. Biz bilmiyoruz ilk kurşun nereye varır Sarı derisini nasıl sıyırır böcek Gölgenin ışıktan ayrımı nasıl Nicedir yaralı dolaşır adın Ağır defne kokan ölünde Nerelere gömeceğiz onu Nemli bir kış rüzgarına sarılı Devrilmiş yatar su üzerinde Yaşam bir parmak ucu kadar yakın Yaşam senin dağılan ses tellerinde Bir alıp koyabilsek onu Ya da yakamıza ilişse hiç sakınmadan Çiçek gibi güneş salkımı Tutardık o zaman Bölerdik günü tam ortasından |