İmparatorluğa Mersiye
Bin yıl oldu toprağına basalı
Hayli oldu kılıçları asalı, Bülbüllerin onun için tasalı, Sazlar kırık,ayar tutmaz telleri, Biz neyledik o koskoca elleri?.. Yol görünür,hakan emir verirdi, Dalga dalga ordularım yürürdü, Hamlemizden dağlar taşlar erirdi, Dolu dizgin aştık nice belleri, Biz neyledik o koskoca elleri?.. Yıldız doğar,talihimiz belirir, Sabah olur,ulufeler verilir, Bir seferde dört krallık serilir, Al al ettik,kara kara tülleri, Biz neyledik o koskoca elleri?.. Ferman çıkar,dal kılıçlar takınır, Meydanlarda Rabbe dua okunur, Gölgemizden bütün cihan sakınır, Andırırdık coşkun akan selleri, Biz neyledik o koskoca elleri?.. Kosovalar,Plevneler bizsizdir, Yosun tutmuş camilerim ıssızdır, Boynu bükük minareler öksüzdür, Açmaz olmuş Kızanlığın gülleri, Biz neyledik o koskoca elleri?.. Hali görür,geleceği sezerdik, Bir zamanlar ta Vistül’de gezerdik. Haritayı biz kendimiz çizerdik, Fetheyledik deryaları,çölleri, Biz neyledik o koskoca elleri?.. Rodopların ak başları yaslıdır, Serdengeçti gönül,artık usludur, Rüzgarları bile matem seslidir, Zafer,zafer der,eserdi yelleri, Biz neyledik o koskoca elleri?.. |