YABANDAN GELEN KIZ
Salaş köprüsünde gençliğinin
mavi damarlı memelerini buluyor elleri soyunuyor, ev boş, boy aynasına karşı yan, öyle bir eğmeç iniyor ki belinden kasıklarına doğru saçlarını örüyor boynunu kıvırarak bir Arap kısrağı gibi yürüyor sarayına doğru geçiyor geçilmez kapılardan aşkın yılanı şurda Hilvanlı Recep’e benzeyen biri avuçlayınca altınlarını bulutlarının boşanası geliyor bir yaz yağmuru gibi bırakıyor ensesini bir düş yarasına saklıyor kara lekeyi iki eliyle dudakları aralık gözlerinden düşen ışıkta parlıyor gözleri Girmek kolay çıkmak zor büyülü kapılardan deniz şıpırdıyor kıyıda belli ki |