Eşek Hikâyesi 0Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Hikâye: Edebiyat Akademisinden Sevgili Şahamettin Kuzucular Eşek Hikâyesi 1 yazı kısmıma bir yorum yazdı. Bu yorum da şizofren eşekleri unuttuğumu yazmış. “Umarım bu da ileri sayfalarda yazılır” temennisinde bulunmuştu. Aslında hikâye şimdilik 6. Bölüm sonunda bitirilmişti. Bu değerli dostun hatırlatması ve temennisi üzerine bu bölüm ara kaynaştıran bir parça olacakla yazıldı. Bu ruhsal tedavili katkın lığa teşekkürlerimle ve ithafla…
Yakalı fiyakalı sani
Şimdisiyle kani Kendine ağyarı mani Piri semevat Oluru semahat Dönerle lavamat Mahlûkatı eşek Sözler ceminde Kendisinden pek de eminde Daha sabahın sözü Demini almadan Ağızdaki gevişle Mide yemini almadan Ne kursak kavurgasını bilmiş Ne kavurga kursağa inmemiş Hin derken bin dedim dermiş Kendisine saygıdan susar Sanki saygın olan o değil gibi Bir anda meclisi mukavemetle Bağırır çağırıyla gizlenişe pusar Meclis eşekleri hasta Kendisi kulağı pasta olurmuş Bir münasibi eşek Balı şifa olur dil döker Bizimkisi azar Bu kez kazığı da söker Lakin dili münasibi eşek Tevazu en davranışla bön ker Düşünüşüne şimşek çaktırır Yapacağı işle hayran baktırır Lazımdır lavamatı kapı dışarı atmak Böylece meclisi rahata batmak Hey hat ne mümkündür atmakla Lavamatı kapı dışına katmakla Huzuru sükûnet bulurdu tatmak Lavamatı eşek terbiyesini daha da bozar Kapı pece yumruklayarak divana daha bir Yel gibi esip, toprak gibi tozar Münasibi eşek hah der gibi Şöyle bir salınır İçeri girince doğru duracağına dek Lavamatı eşekten, bir söz alınır. Zıt zamanıdır lavamatın İçeri girdiğinde Akıyorsa durmak, düşünmüyorsa kurmak ve sair budur işte tedavi olura Münasibi dair 26.05.2012 Bayram KAYA Ağyar: gayrısına Lavamat: bir sağa bir sola dönerek yıkayan çamaşır makinasının, tescilli adı./ lavamat burada bir kişiliğin zıttı olan tutumu yani iki ayrı zıt tutumu aynı anda kavrama hastalığı (!) Bize göre şizofren olan. Burada konu birazda psikanalizdi analizle ele alınmış. Hani Sn. Aziz Nesin’in; "damda deli var"ına benzer sonuçla, konu sonucunun ele alınışı vardır. Hani damdan inmeyen deliyi akıllılar damdan indirebilmek için nice diller dökerler. "İn aşağıda seni muhtar yapalım" derler. Deli inmez. “Beni kaymakam yaparsanız inerim" der. İkili diyalog sonra vali istemine, sonra bakan, başbakan yapma ve yapılma istemine dönüşürse de deli damdan inmez. En son cumhurbaşkanı yapacaklarına dair söz de verirler. Lakin deli padişah olmak ister. Tamam derler. Ama bu da nafiledir. Deli; "“a be deliler” der aşağıdakilere," siz hiç padişaha emredebilir misiniz? Size emrediyorum dağılın" der. Yine de deli damdan inmez. Bir başka deli ahaliye seslenir. "Siz deli misiniz? Der. "Adamı payelerinizle tümden azıttınız". "O öyle inmez" der. Halk; "ya nasıl iner" derle aşağıdaki delinin ağzına bakarlar. Yerdeki deli "beni vezir yaparsanız indiririm" der Vezir olan yerdeki damdakine seslenir: "haşmetmeapları yemek için yücelere doğru dördüncü kata çıkarlar mı? Deyişle zaten yukarıda olan deli kral, önce dördüncü kata; sonra da giderek güya diğer katlara çıkarılarak, yere indirilir. |
böylesi şiirler pek az.
saygılarımla...