HÜZNE AŞİKAR
bilirmisin sen hüznü?
tanırmısın kokusundan.? gece ayazlarında ısıtsın yüreğini dercesine, sarılırmısın inceden? sızım sızım sızlayan yüreğinin hasretiyle, hüzne karışırmısın.? alacakaranlıkta yanar mı gözbebeklerin? aynalara bakabilir misin ağlarken.? o en dipteki siyah inciyi anlatırcasına, ıslak kirpiklerinin ağırlığıyla aralayamadığın gözkapaklarına rağmen, süslenir misin hüzünle.?... yağmuru özler misin ?umarsızca yağsın yüreğinin üzerine, yağdıkça iç çekmelerinle hafiflerken, ardından açan güneşe bakamadığın gözlerinle, sırıksıklam ıslanmış bir kedi yavrusu misali savurup inci tanelerini kıskanılası hüznü gizler misin.?.. üşür müsün yalnızlığından yüreğinin? düşünemediğin vakitlerde sevdanı. titremelerinle büyütür müsün kocaman gözbebeklerini? ardından bir solukta çeker misin? her solukta yanacağını bile bile, o hüzne aşikarı yüreğine.?. işte ben.... hüzne aşikar. sen... ne hüznün var kor dediğin yüreğinde sımsıcak, ne gözbebeklerinde fer. ne savurabileceğin inci tanelerin, ne gizlenesi sevdan... ne yanabilecek bir yürek, ne de bir soluk.... öylesine yoksun ki....yokluğun bana HÜZÜN..... |