EVLAT
umutsuzluğunda umuttur o evlat kokusu,
yüreğin hüzün çıkmazında demlenirken, ayaz gecede.. karanlığa inat,iki ışık yakar o iki inci tanesi,, adım adım,yorgun yaklaşırken bilinmezliğe. bildiğim sensin,,, o kral babanın tek prensesi... an gelir iç çekişlerinde fırtınalar kopar amansız gören olmaz... kördür merhametsizliğin gözleri, suskunluğun çığlık çığlığa yırtar ciğerlerini de duyan olmaz... yüreğini kapatmışların kulağı duymaz,, gün ışığında gözkapaklarını aç/a/mazken, dörtbiryan karanlıktır sana evlat evlat diye feryat figan dillenir de inci tanelerin sual olmaz... halinden sual sorulmaz,, kör sağır, halden anlamaz... ..... evlat .... saçlarında bir tutam hüzün kokusu gözbebeklerinde hüzne aşk yüreğinden çığlık çığlığa sığamayışlar bedenine yokluyorsa sessiz sedasız sorgusuzca,,, KORKMA...!!! .. hüzün ben,soluk sen ,, varsın buyursun gelsin.. hüznü olmayanın yüreğinde,merhametin tohumları yeşermez,, merhametin yakışmadığı bedenin gözlerinde, sevda türküleri söylenmez... dillenir de sevdam dillenir diyar diyar yazarım gece ayazlarına huzur , gelir, çöker..... soluk alışlarıma.... ...... derdi dertsizlik olmayan yüreklere hüzün yakışmaz.. hüznü yüreğime yakıştırana şükürler olsun. |
Kutlarım
Saygılarımla