rüyabozan
bu ben değilim bu okuduğun, yazdığım yanım
başka bir şiirden azalarak… dikkatli bak, karanlık ışıktan hızlı, ve önce ağır akalım biz öyleyse yüklü saatler gibi ağır eskiyelim bütün şaraplardan sonra ve balık iskeletlerinden... yığınlar yapalım gümüşünü bozduğumuz geceleri anmak için ay’a utanarak bakalım denize titreyerek ay’ın denize yansıdığı her yerde yığınları yakalım bilerek isteyerek bağışlayalım kalbimizi bu kez son kez ve sonsuza kadar en büyük korkumuz (ey) aşk uykumuza saklayalım vazgeçerek suya dökülmüş havva’dan susuzluğuna aşık adem gibi ne bir atlas bacaklarımızın arasında ne nehir düpedüz ufkundayız alaca kuşların geldik mi getirildik mi hep mi buradaydık seyrinde gümüşlenen tanelerin söyle kalbim sır nedir! sessizlik bilirdik olur, dibinde en dibinde bir şeyin bir çakıl oynar yerinden uykumuzdan sıçrarız bağdaş kurup anlatılan büyük hikayeler gibidir canımıza bir ikram gölgelikler içinde bir saltanat bir sultan sofrası aman… mersi, istemeyiz biz dumandan bir bilgenin külüne aciz ateşine pervaneyiz …değil mi ki silkelenmiş alfabedir şiir bu ben değilim bu okuduğun hiç olmadım |