iyi bilirdik şairitapınacak sevdalardı özlemin kısa ömürler biçtiğin acılarda boğulası terkedişlerdi mazoşist ruhunun en deli ütopyası akıttıracak kadar kanını devasa nehirlere büyüktü isyanın hayata! ve yazmak... yazmaktı, evrenin en acılı şiirini gitmeden en büyük ihanetini sevdanın en inanılmazını! sıyrılıp sıradanlıktan alkışlanan bir yıldız olmaktı göklerde! tarancı’nın öldüğü yaştasın şimdi inme vaktidir merdivenlerden aynalardan boş bakışlar takılmakta garipliğine boşa geçirdiğin yıllaradır öfkesi sıkılmaktan morarmış yumrukların çenendeki zangırtılar ürkütüyor katmanlarında fay hatlarını geri dönülmez yolların işmarı sinsi hınzırca korkuyorsun ilk kez varlığından! yorgunsun... suçlu arıyorsun sararmış yapraklarında listenin altın değerinde olan vaktiyle çoğu çoktan unutmuş adını bile ve kendi adlarını yakıştırdığın son umudun son çırpınışındır son duan ve dilinde gecikmiş korkunç bir yankı keşke! ters düz edip zamanı sevmeye dürüstlüğe mutluluğa şimdi anlamsız eyvahların ve sıradanlığa buldun! kafesinin solunda zayıf bir kıpırtı ağrılı ’bas tetiğe suçlu benim, yetemedim ’ diyor fersiz mahçup pişman ve perde! şizofren aşıklar mezarlığında bir tören vaktidir gönülsüz bir uğultu bozuyor sessizliği "iyi bilirdik şairi!" |
Ağır ve sancılı bir anlatım.