SESİM ÇARPARKEN DUVARLARAHayatımın ilk yıllarından itibaren beni hatadan hataya sürükleyen hatayı da düşünerek sana kurduğum saatleri kırdım attım denize kaldırdım düşüncemin üstündeki perdeyi ve sonra koştum alacakaranlıkta caddelerde Musa’nın asası yoktu ellerimde ellerinde tahta atı çocukluğumun ellerimde büyük boşluğu yokluğun. Şarkın esrik ve yorgun bakışları var gözlerimde dinlediğim şarkılarda hüzün sis ve duman var önümdeki köprüde bir türlü geçilmiyor olsada içimde kan ağlayan bir münadi saklı dururken bana ait bir gülümseme var yüzümde omuzlarımda Âdem’den kalan ağır yük. Her gün bir yanımı götürür zaman vaveyla ile karışık sesim çarparken önüme çıkan duvarlara… Ahmet Selim GÜL |