Sahaf
Çim kokusu vurdu yine
Dışarıda belli belirsiz Eğlenen insanlar Bilirsiniz, onlar insanlar Ben yine aynı ben Aynalara Sartre uzaklığında Emziği düşmüş ufaklığın da Boyu yetişmeden, hemen Sönen bir Güneş’i var Resim defterinin altıncı sayfasında Varsa rüyalarında, Bitmek bilmeyen gülüş Mutlu gemisinin tayfasında Sevmek orada, Gülmek, ağlamak, sövmek Yalan söylemek de hem Damarlarını içinden çekip alan Geriye kalan Birkaç çiziktirik melodi, Bir fotoğraf ve bir sahaf Cebinde bir sahaf, Gözleri O’na sabahı bağışlar Saçları cennetine uzanan yol Yavaşça yolunu karışlar Adım sayar, sesli konuşur Eliyle yer, küfreder Yalan söyler; neden olmasın? Gemide herkes doğruyu mu söyler? Uyumadan önce sahafını öper, Ve döner kalbinin üzerine Ölümünü kalbinden ister Karanlık gömer gözlerine Sahafını öper, sahafını öper. |