Susmak...
Susmak...
Sadece susmak. Kelimelerin bitip tükendiği an, Çok sevdiğin bir şeyin elinden yitip gittiği an, Yaşanılanların unutulup kaybolduğu an! Susmak... Geçmişe bakıp Geleceği düşünmek, Susmak... Çay demlemek, Şiir dinlemek, Sigara içmek, Ve sigaranın son nefesindeki can havliyle seni düşünmek! Ama yinede susmak... Yaşanılan hatıralara, Dünyanın bütün güzelliklerine, Hayatın aldırış etmeyen kirli yüzüne inat! Susmak... Leyla ile Mecnun (mem u zin) gibi hiç dilden düşmeyen, Büyük aşkların küçük gölgesi bile olamayan Şimdiki aşkları düşünmek! Yinede susmak... Elini tutmak, O masum yüzüne bakmak. Güzel gözlerine dalmak, Sonra sımsıkı sarılmak sana Hiç bırakmadan, Usanmadan sımsıkı sarılmak! Ve bir ömür boyu susmak... Zülküf AKTAY |