YALNIZ YERSİZİN
kirpiklerimde ıhlamur çiçeklerinin tozu
geçip kalmış zamanların derin, kanlı uykusu dar hükmüne ayrı sövdüm ayrı saydım reisine cumhuruna götürüp yabancı kıldıkları getirip yabancı kaldıkları.. kubbesine eğreti minare.. sarayının sütunbaşı temeltaşı bir asinin hamamına zamanı güneş saatiyle ölçüp kum saatiyle yatan imparatorluk nilüfer serinliğinin altında cariyeler, şehzadeler kaç boğumluk.. maryalar nasıl dayanır kıpırdandıkça bile boynunda o ağır çınlamaya peki ya çobanlar zifirilacivert bir boşluğa yaslanıp asalarıyla.. çocukluğumun ıssız gölünün kıyısına oturdum ağlamadım bir kurbağa olsaydım dedim yılanlar kapsaydı beni leylekler yutsaydı da insan acısı çekmeseydim! sordum şaşkın gölüne gençliğimin: vazgeçtiğim hayat neden geçmez benden neden hala tanığıyım çoktan hatırası olmak istediğimin |