O SESsoğuk kanla bilenmiş bıçak üstü yürümek yaşamak upuzun kendi kanıyla da doyarmış insan açlık çekimi avuntusuyla (y)arımla uçurum bakması öz kapalı dönerken baş yerçekimi travması gökle – yer arası bir kanat tak uç bir düş hele, derin dehliz aşağısı tıkanması art damarın senimsizlikken öteki adına ben gözü ile ben adına sen gözü ile ötesiydi her şeyin oysa başka bir şeyi gerçekleştirmenin değilken aykırı eğretilemesi çok şeyin bırakılmışlık kokusu sinmiş içte gönüllü acı yerleşik mülteci ipini çekerdi sesin karanlık sabahların karanlık yağmur giyinmiş rüzgâr tanık kimliğin yokluğuna kuzey seciyesinden sor nasıl meltem nefesli olur dokunuşu billûr damlalar nasıl öperdi sesini, senmişsin sayıp akan gözyaşlarımı büyürdü içimdeki kız büyürdü daha öğrenmek hevesli ağlatırmış mutlulukta, acı gibi en dibinin yanması ondanmış gözlerin bayramlar sağarken sevgili göğünden acırmış insan eli moruna mor, yeşiline yeşil ışıltılı gök çarpıntılı, aydınlık keskin pırıltısıyla keserken sesi dili kavuşmak çoğalmaktı yaşamaya sadece ama sadece duymakla… ötelenir her şey sonsuz kere … Şükran AY |
sadece ama sadece duymakla…
ötelenir her şey sonsuz kere …
yazan kalemin hisseden yürek sesin hiç susmasın dileklerimle kutluyorum değerli kalemi sevgilerle