BİR MASAL
Ne güzel günlerdi onlar
Onunla el ele kırlarda güle oynaya Mutlu hayaller kura kura. Çocuktuk çocuklar düşlerdik Ben ilki erkek olsun derdim O ilkini kız isterdi. Karşı komşumuzdu, Gecelerimiz pencere önünde geçerdi. Camdan cama işaretle konuşur, Ertesi gün buluşurduk. Ne güzel günlerdi onlar. Ne oldu birden Perdeler açılmaz oldu. Aylardır yüzünü göremez oldum. Sabahları yolunu gözledim, Ekmek gazete almaya da çıkmaz oldu. Gündüzlerim,gecelerim pencere önünde geçiyor Çaresizim... Perdeleri hiç oynamıyor artık. Gurup gurup insanları görüyorum Onları ziyarete gelenleri. Kalabalıklar içinde delikanlıları görüyorum, Temiz kıyafetli, takım elbiseli. Ve onun perdeleri hiç oynamıyor artık. Dolanıyorum odanın içinde o köşe,bu köşe. Günler günleri,aylar ayları kovalıyor Ve bir gün... Bitsin bu çile beynim düşünmesin diyorum Gözlerim kararıyor... Elime geçen jileti vuruyorum bileklerime. O fışkırıyor. . . ta karşı duvara. Aylar sonra görüyorum yüzünü duvarda kanlar içinde. Sonra yavaş yavaş,damla damla Terkediyor vucudumu. Yavaş yavaş kanıma girdiği, Benim olduğu günleri hatırlıyorum. Şimdi adım adım terkediyor beni. Karşı duvardaki kan süzülüyor aşağıya Bir kaç koldan. . . Kızıl bir ahtapot gibi geliyor üstüme üstüme Korkuyorum. . . ne olacak şimdi? Bir yardım edenim de yok. Ve onun perdeleri de hiç oynamıyor artık. Derin bir sessizlik kulaklarımda, Gözlerim kapanıyor ve. . . yığılıyorum oraya. Sonra ezan sesleri . dualar ,uzaktan uzaktan Dürtüp uyandırıyorlar sanki beni. Dizi dizi mermer mezarları görüyorum. . . ürküyorum. Bir gözümü açabilsem, Bir parmağımı oynatabilsem, Anlayacaklar henüz ölmediğimi, Anlayacaklar damarlarımda Ondan bir kaç damla henüz kaldığını. Ah zalim imam nasıl bakmazsın nabzıma, Nasıl anlamazsın onun henüz attığını. Kürek kürek toprak geliyor üstüme Bir gürültü bir hışımla. Aniden bir çığlık. . . dua seslerini bastırıyor, Beni de gömün yanına diyor. Yerlere atıyor kendini, Saçlarını yoluyor hıçkıra hıçkıra. Aylardır görmediğim o yüzü görüyorum Perişan çırpınıyor şimdi. . . . Ah bir parmağımı oynatabilsen. Nafile. . . üstümdeki toprak yığını yükseliyor,yükseliyor, Hıçkırıklar dua sesleri yavaş yavaş duyulmaz oluyor. Her sabah onu görüyorum Elinde çiçekle başucumda gözyaşı döküyor, Otları temizliyor,taşları diziyor hergün, Hergün geliyor. Sonraları gün aşırı daha sonra haftasonları sadece. . . . Yıllar oldu uğramaz oldu. Yavaş yavaş girmişti kanıma, yavaş yavaş çıktı vucudumdan, Yavaş yavaş uzaklaştı mezarımdan. yıllar sonra kutsal günlerden bir gün Bir kadın ayrıldı kalabalıklar arasından. Orta yaşlı ,kır saçlı , omuzları çökmüş,beli bükülmüş Belli ki hayatın yükü ağır gelmiş ona. Elinde bir çocuk eli, sımsıkı tutunmuş ona. Ayak ucumda durdular, Bozulmaya yüz tutmuş mezara baktılar baktılar. Geçen bunca yıldan sonra yine, Gözleri dolu dolu oldu kadının. Çocuk sordu. . . Kim yatıyor burada, Bu isimsiz mezarda? Mendille kapadığı ağzından boğulurcasına Baban baban diyebildi kadın ve. . . Koşar adımlarla uzaklaşmaya başladılar Kabahatten kaçar gibi. Aniden durdu çocuk Kurtuldu anasının elinden koşarak geldi Birşeyler karaladı, Ayak ucundaki çürümüş tahtaya. Belli ki yeni öğreniyordu yazmayı Ancak beş harf sığdırabildi içine. BABAM. . . diye yazdı. Bir kez daha,bir kez daha kahroldum Şu toprağın altında. Mevsimsiz açan çiçeğin çilesimi bu Çekilen çile. . . yoksa Erken öten horozun kaderimi Şu toprağın altında kahrolan. Çocuktuk çocuklar düşledik, Düşledik de aşamadık töreleri. Delemedik kuralları. . . ve Düşlerimizin vebalini Bir günahsız yetime yükledik. A.İ.A.18.12.96 |