Canım AnnemGün doğumuyla oynaşırken gözlerim Düştün aklıma Anne. Ufka kanat çırpan kuşlar- Sen oluyordun- Kanatlarınla okşuyordun yanaklarımı. Ne zaman adını ansam Hüzün yüklü yağmurlar esip geçiyor Yamaçlarından gözlerimin Oysa ben Gülüşlerinin sıcaklığını ararım Günün ilk ışığında Bakışların bir gök kuşağı gibi geçer- Yüreğimin ortasından Ve ardından başlar gözlerimin bulutları– Yağmur dökmeye. Yine sensizliğe dökülür Ağır aksak yağmurlarla bastırılan özlem Dağlarımın karanfil ve leylak kokuları Yanık yağ kokularına bırakıyor iken yerini. Usulca yayılıp dağılır günün içine hasretin. Bedenim, ağır hasar görmüş /batık gemi misali. Düşer sanayinin paslı kollarına. İşte o an. Nasılda özlerim başımı göksüne dayayıp Öylece orada seni koklayarak kalmayı Yüreğimin çocuk yanı hüzünlü anne Ne zaman aklıma düşsen- Dokunduğum her şey sen oluyorsun İçimde delice çırpınan bir minik serce Yırtıyor kendini eteklerinde hasret dağlarının Canım annem Sensizliği bölüşen gecelerde Karadeniz oluyor hasretin başlıyor Kıyılarına çarpmaya yüreğimin. Kaç zamandır Örse yatırdım içimdeki sızıları Yüreğime inen her balyoz Seni döküyordu gözlerimden Canım annem. Günün yorgunluğuna aldırmam anne. İş dönüşü her şeyi unutan çocuklara dönüyorum İçimdeki sızı yarım kalmış bir şiirden Ben hep yorgun düşerdim seni özlemekten. Ve hala sensiz Anahtar deliğinde bıraktığım Çocukluğum yetim. Bir bilsen anneciğim bir bilsen Seni nasıl özledim. 11 1 2004 ABDULLAH ORAL |