GÖRESİM GELİR
Şimşir kaşık çalsam mercimekli bulgur pilavına
Selam versem Kiraz ebe ile Velav’ıma Eşlik etsem Nuri Çölle İrebeç’in halayına Velav’ın çeşmesinden avuç avuç su içesim gelir. Çok örzüledim Kızıltepede bağ bozumunu Salkım salkım yesem Cıncında parmak üzümünü Uzaklardan duysam Deliağa’nın "kaçma lan!"sözünü Arkama baka baka kaçasım gelir. Hem ütsem hem ütülsem aşşık oyununu Nutu dayı ile gütsem aşağı mahlenin koyununu Toz duman içinde alsam karşı mahle yolunu Göllüpınardan kana kana su içesim gelir. Dinlesem Abdullah Çetin’in bilge sesini Vermeden Hacı Hakkı son nefesini Şöyle uzaklardan çalsam ıslık sesini Yollara düşe kalka koşasım gelir. Hacı Hiddet dedemin odasına bağdaş kurup otursam Bahri Vural ile Yusuf Ceyhan’ın sohbetine dalsam Mangalda pişen kahvenin kokusunu duysam Tekel ikinci sigarasından bir nefes çekesim gelir. Karşı harman yerinde tınas savursam Yığınların gölgesinde uzanıp yatsam Ekiz’in tarlasında oğlak kuzu gütsem Koyun yoğurdundan ayran yapıp içesim gelir. Bali tepesinde seyrana çıksam Kaçkaçta arkadaşlarla çalık çiğdem kazsam Eşe ile Muzaffer’in romanını yazsam Veli ile Şaben’i bağrıma basasım gelir. Kayseri’den gelip Deliağa’nın beklemesinde insem Duvardaki "Allah’ın kılıcına çarpılanlar"ı görsem Dilbar ebenin yumşak ellerinden öpsem Petek petek kara kovan balı yiyesim gelir. Düz ovadır Köşektaş’ın Kartalkayası Unutulurmu Kirpitçinin Hacısı Şeref Mullası Kelik Derviş’in elinde kirmeni,Hacı Bekir’in asası Oturup mezarlarında "Fatiha"okuyasım gelir. Yaz gelince Afırlıkta Kartalkayasında tırpan sallasam Tilkiomarda,Zankta mercimek nohut yolsam Suvalgın’a inip sürahimi testimi doldursam Mehmet Şeref’e bir selam veresim gelir. Sivri bağına çıkıp köyümü seyran eylesem Avazım çıktğı kadar ağıt yakıp türkü söylesem Alik Kuzuyu görünce korkudan ağlasam Kör Duran’ın çeşmesinde gümbür gümbür çimesim gelir. Yeşillere bürünür Ahmetli ile Horhor ovası Gelinlik kız gibidir Musa Dayı’nın bahçesi Çok kıymetlidir Topal Osman ile Tahavüt’ün akçesi Halim’in dükkanından lokum kevrek yiyesim gelir. Yaylacı’nın yanık sesini Orta çeşmeden dinlesem Ayrancı’ya selam verip ünlesem Çavuş Emmi ile şöyle bir hasbihal eylesem Samcak Ali’nin küfürlü sesini duyasım gelir. Kadıpınarında dinlesem bülbül sesini Seyretsem Hacı Mülazım’ın keklik kafesini Büngülgözde yesem kuruüzüm ezmesini Çoraklığın tuzlu suyunu içesim gelir. Acı ile Yalnızmezar ovasını altınbaşaklar bürüse Sağımda Eyüb Ceyhan solumda Bahri Vural yürüse Genç Ali’de kan ter içinde at nallasa Kır atın terkisine binip uçasım gelir. Ne günler gördük ne günler geçirdik Acer harmanyerinde uçurtmalar uçurduk İlkokul beşinci sınıfta yumurtalar pişirdik Kazanda kaynayan süttozundan içesim gelir. Elimden gelsede zamanı tersine döndürsem Yahya öğretmen ile Fethi öğretmene selam göndersem Üstük dedem ile Selme ebemi geri getirsem Gökçehüyükte pa yapıp yatasım gelir. Nice iz bırakanlar vardır güzel köyümde Büyüğü küçüğü hepsi gönlümde Bir yarım gurbette bir yarım sürgünde Gurbetteki Köşektaşlıları göresim gelir. D.ERDEM 2012 Not:Bu şiirim yerel bir dille yazılmış,Köşektaş Köyüne özgü yer ve isimlrdir şiirde geçenler. |