Sarılarak Sar Yaralarımı
Ayrılıkla susturdun bedenimi..
Gittiğinden beri çok şiir biriktiği hâlde içimde, Ellerim sessiz kesildi. Direndim, denedim.. Bir türlü yazamadım yokluğunu, Başkasının satırlarından okumakla yetinebildim sadece.. Şimdi, Payıma düşen yalnızlığın kalış sessizliği, Ayakkabı tıkırtıların çınlamaya başlıyor beynimin geçmişinde.. Gidişini.. Seni hatırlamak.. Her solukta acı çektiriyor ciğerlerime, Nefes bile aldırmıyor hayat ucuza.. Yokluğunla dolu bir gece, Yarım bardak uyku.. Hadi şimdiden sor bana; Unuttun mu ? Koca bir ’hayır’ cevabı fırlatırım hemen yüzüne. ’Biraz daha kal’ dua’ma yanıtından daha sert, Daha acımasız; Kabuk bağlamasına izin vermeden yaraları bir bıçakla deşercesine.. Kan değil sen aksan da yaralarımdan, Kaybetmiyorum seni, Eksilmiyorsun bir damla bile.. İçimde, İsyan çıkaran bir yüreğin, Yıkmak istediği mesafelerin de ötesindesin şimdi. Yorgun bir darbeyle yıkmak anlamsız, Yıkılmaksa yersiz.. Gittin.. Uzaklaşabileceğin en son noktaya vardın benden, Bulabileceğin en gizli yere sığındın. Yüreğim boş kaldı, Bu boşlukla yaşamak anlamsızlaştı.. Arayamıyorum da seni, Numaranı sildirdi anlık bir öfke krizi. Bedelini ölüyorum her gece, Duyamıyorum aydınlatan sesini.. Yarınlarım yaralarımı kanatıyor dünden, Hâlâ unutmadım ki ben.. Mesela, Şimdi kolların geldi aklıma, Isıtan sıcaklığı.. Özledim, ihtiyacım var işte, Sarılarak sar yaralarımı.. Ahmet Kastancı |