OTAĞ
sen benim korkum musun uyuyup uyanmayan
sorulsa nerden nasıl günlerin yatağına düzelmez kıvrımıyla bir daha kalkmamanın kaşlarını getiren çizilmiş bir adama bir tutup bir çekerek yüzünü yargıçların yüzünü sana borçlu her akşam bir kadının yüzünü sana borçlu her akşam bir kadının korkuma çıplaklığı beyazlığı yakışan sen benim dargınımsın sevişme otağına babası aşk bıkkını annesi buzlu camdan kaç kereler diz çökmüş diz çökmüş yalvarmaya ya da bu ilk ölüsü elimdeki bıçağın havamda kelimeler onun kelimeleri bana da silâhı var ona gelen düşmanın sen beni suya iten incecik yaz öğlesi yangınını öğrettin açtığım her yaranın sen bana bir yakınlık bir ateş yakınlığı kendi kendine yanmış kimseyi ısıtmayan desinler ona kaçtı bırakıp yalnızlığı daha hiçbir kaçağın işlemediği suçtan alarak şapkasını sonsuzluğa asılı |