KIZILKUŞ' umun Gidişi
Sabahın hafif soğuğu ve ani bir ürpertisiyle uyanıyorum,
Gözlerimi açıyorum, yaşama sebebimi, KIZILKUŞ’uşumu, görmek üzere. Derin uykuma veda etmeme sebep olan sebebi fark ediyorum, Göğüs kafesimde bir yara ve oluşan büyük bir boşluk. KızılKUŞ’ un sesiyle geliyorum kendime, vedalaşmak için gelmiş karşıma. KızılKUŞ’u tutup, tekrar hapsetmek istiyorum göğüs kafesime, O an isteklerim hayal oluyor tutuluyor ellerim kollarım, yaklaşamıyorum KızılKUŞ’ uma. Arzularımın yaşayacağını, isteklerimin sona ereceğini anlıyorum, Bakakalıyorum büyülendiğim eşsiz güzelliğe. KızılKUŞ ötmeye başlıyor bense dinlemeye, İtiraf ediyor birer birer, tüm yalanlarını. En son duygularını yanıldığını beni sevmediğini söylüyor. Son sözünü işitmemle, yıkılışım bir oluyor. KızılKUŞ’umun uçmak, uzaklara gitmek için kanat çırpışıyla içimdeki karanlığın yıldızları yok oluyor birer birer, Kanadını her çırpışında esen soğuk rüzgarlarıyla titriyorum derinden, Her yerim donuyor başta duygularım olmak üzere. Gözlerimi kırpmadan yok oluşuna gidişine bakakalıyorum. --- Gidişinle yok oluşunla beni hiçe sayışın kasvete boğuyor beni. Her kanat çırpışında oluşan rüzgarın biçiyor sana olan duygularımı. Ufuklarda gözden kaybolduğun an, Kalbim ölüyor o an. Ölen kalbimde ne sevgiden ne sevdiklerimden iz kaldı, En son sevdiğim sensin istesen de sevemem artık. Ayılmaz denilen kalbim gelişinle ayıldı, Gidişinle aldı son nefesini, yokluğunda yok oldu. KIZILKUŞ’ uma Seslenişim. 23:57 - 07.05.2012 |
SAYGILARIMLA.