İhtiyar balıkçı ve ateşin kızı Jasmin...
Ah be Jasmin,
Aklımda hala ismin, Sahi,nasıl da unuttum seni? Deniz kıyısındaydık ve o gece, Üzerinde kırmızı elbisen, Saçınaysa gül takmıştın bir tane, Hem de en afillisinden... Gitar ve kırmızı şarap, Dolunay ve uçsuz bucaksız sahil, Sen ateşle raks ederken, Yıldızlar dikmişti bedenine arsızca gözlerini, Ve ben kendimden geçmişken kokunla, Bambaşka bir alemdeydim... Altı üstü ihtiyar bir balıkçıyım, Söyle,zorun nedir senin benimle? Birşeyleri mi hatırlatmak derdin? Öyleyse Jasmin, Anlaşmamız şöyle; Körpecik vücudun benim, Yorgun kalbim senin, Ne istersen onu yap Ne de olsa artık, Emrine amadeyim... Nimesay’a ithaftır... 25/10/2007 |