“Üç oğlum olursa;
Bir Deniz,biri Yusuf
Ve Hüseyin…”


Yanarsa parmağım sararım
Gözlerime inerse perde aralarım
Peki ciğere düşen yara/
Kaç sağaltı/da iyileşir
Derinliğe giderken
Sızı…


Bu yürek!
Kaç iklime gebe
Bilmez misin güneş yüzlü celladı
Dallar sökülür emeklerinden
Bu yüzü kara işçinin sesi
Solda giden kara yüzlü çocuk
Avuçlarında gün yüzlü telaşlar
Biliyorum sevda tohumları ekeceksin
Korkak ve sinmiş bir toplumun üstüne


Bee çocuk!
Arala dikenleri
Dilinin yettiğince konuş
Kahrolsun Emperyalizm de
Özgürlük şarkısı söyle
Kara hüküm bir mahpusun
Camlarından sal güvercin
Sal/ki donuk bir yüzün
Matemi aydınlansın


Son kez bak ışığa
Son kez yürü devrime
Devrim/ki darağacı
Çünkü zalimlik
Ve kansızlık
Yürektedir
Kalın bir
Sicimde
Değil…


Korkarlar;
Gölgelerinden
Her gölge dibinde
Arsız fidanlar saklar
Ve o fidanlar yürüyecek
Kocaman bir ülkedir
Karlı kayın ormanı
Şarkışla soğuktur
Gemerek viran


"Her ölüm erkendir ama yeni
Yüreklere gebedir…"


Üç fidana…