bir tutam adamyazdıklarıma inanma daha seni sonbahar’sız zor seçiyorum tutturamıyorum kaf dağı’nı bir türlü fecr-i ati’ye geçiyorum bağrımı nasıl ezdiklerini domates misali endülüs’te ince belli rakkaselerin topuk uçları yaralarıma tuzlu salçalar sürülsün diye biraz da oralarda azalacağım nüksediyorum sanki yeniden, paris’in gizli tünellerini yazacağım biliyor musun çok üşüdü kalbim ülke’nizde bitli yorganımı tam roma’nın göbeğine atacağım fahişeleri yakmak için tümülüs gibi yığılan odunlardan bir kucak dolusu çalacağım nasıl olsa yok sultanlar daha elhamra’ya sığınacağım leh düzlüklerinde şarap içip viking’lerin buzullarını sayfa’dan sayacağım iştahımı kabartıyor eyfel tepesi kaç karakalem çıktığını hesaplayacağım yemin ederim bir alem sığdırıyorsun ya gözlerine hortladı gene gezginliğim iğne başı kadar yapıp bu devr-i cihan’ı ellerine sunacağım kasım |
Saygı ve selamlarımla
Bilal YILMAZ