Üşürken Masumiyet
Bu şehir kaç ihanet daha basar bağrına,
Kaç asır daha susar kör bir inat uğruna, Gökyüzü, yeryüzüne kaç kez daha kanacak, Güneş kaç şafak daha doğmaktan utanacak, Ve ay kaç gece daha kaçacak kuytulara Ölüm kurşun misali düşerken uykulara. Kimsenin kimselere yok zerre acıması İnsanlık per perişan, lâl, sağır, acınası Bir yanda, cehenneme ateş tokuşturanlar Bir yanda yana yana cennete koşturanlar Her sokakta bir günah pazarı kuruluyor Her tezgahta bir gönül kahpece vuruluyor Zulüm hükümdar oldu, tükendi iyi niyet İhanetin koynunda üşürken masumiyet Merhamet har bıçakla usul usul budandı Tebessüm gözyaşına sanki kurban adandı Türküler susturuldu ozanın tellerinde Sevdalar öksüz, viran hüzün tünellerinde Güllerin, dallarında soluyor benizleri Bülbüllerin isyandan kanıyor genizleri Bu şehir kaç ihanet daha basar bağrına, Kaç asır daha susar kör bir inat uğruna. Serkan Uçar S.U. 05. 05. 2012 |
Bülbüllerin isyandan kanıyor genizleri
Bu şehir kaç ihanet daha basar bağrına,
Kaç asır daha susar kör bir inat uğru
gönlüne kalemine sağlık