terkediş
Umutsuzca izlemistim gidisini,
Küçükken kırılan en sevdiğim oyuncagıma Endiseli bakıslarım gibi Yerden topladıklarım, hayal kırıklarım olmustu, gidiyordun.. Sonbardı, günlerden ise salı.. Zamanımız tükenmisti Önceden planmıstı gidisin, apacık ortadaydı Gökyüzü gidisini ıslıklıyordu Tüm yasadıklarımızı bir valize sıgdırman manidardı Giydiği siyah kaban gidisinin matemiydi.. Son bakısı, yüreğimin enkazının altında kaldıgının resmiydi.. En cokta gitme diyemediğim için, İçimde bogdum tüm kelimeleri Bazende gitmek gerekirdi’ En acı yalanımdı.. Ellerim ellerini aramaktaydı Ürkek bir serçeyi anımsatıyordu narin adımların.. Topuk seslerin sur’a karısmıstı.. Sen kıyameti gerçeklesiyordu ve; anlattıkları gibiymis gerçektende kıyamet.. Ne annemi arayabildim ne de eşi dostu aradım.. Sessiz cıglıklarıma aldırmadan gidişin tükenişimdi Gözlerime gitmelerin batmıstı akan yaslarım ondandı Onun rimeli, rujuna karısmıstı, Dudakları titriyordu, gitmeye müsaitti Saçlarını savuran rüzgar soguktu, Yüreği titriyordu.. Bir insan ancak bu kadar güzel gidebilirdi.. Ki; mükemmelce terkedişin, -En yıkıcı nasıl gidebilirim’ Sorusunun kusursuz cevabıydı.. |