Berrecân VIII
ve Rabbim bana aşkı emretti Berrecân
gönlümde ateş halkalı zincirler biliyorum hâlâ kendimdeyim biliyorum ey aşk aslında sen yoksun beraber adımlarız Tur-u Sina’yı Musa’yla beraber arşınlarız Mısır’ı, Kızıldeniz’i beni andıkça ağlar asuman hiç kimse sona bırakmaz beni firavun gözbebeklerime bakarak can verir İsa’nın iksirli nefesi içimde hâlâ saklı durur Yediler uyur, Yediler dirilir şanımla benim benim varlığımla bütünleşir bölünmüş ruhlar benim adımı anarak başlar âşıklar her söze bazen gaybın latifesi bazen yandıkça koru tazelenen yara olur bedenim ben ki beşerin en asil vebali günah dokunmaz bana altı bin yıldır hâlâ buluğa ermemiş bir çocuğum işte çünkü benim adım aşk Berrecân nice nice feryatlar yakılır ardımdan sızlar ya insanın can kırığı kanar ya hayalleri pencere kenarında bekleyen kızların en onulmaz yaradır adım en büyük yalancısı beni yitirenlerin belki ben talan edilmiş bahçeyim ama hâlâ çözülmemiş muammayım kimine nâr kimine nur oysa yeryüzündeki en aşikâr sır benim Berrecân kendini görür bana bakanlar yaşar kendini beni yaşadığını sananlar varsam varım, yoksam yok daim ilk günkü gibiyim bir yürekte ben gelirken sevinilen, giderken ağlanılan ben hiç büyümeyen bir çocuğum işte ben, beni bilenlerin çocuğuyum Berrecân şairler benim iştiyakımla avare benim tutkumla yüreklerde kum fırtınası ışık benim, ateş benim Berrecân ben herkesin olacağına inandığı hayali bazen Musa’nın nazı bazen İbrahim’in niyazı kuyu benim, zindan benim, Yûsuf ayna O’dan başka her şey bir vaveyla O’dan geldim başka kime giderim Berrecân insan ki en büyük yanlışı kendine yapan değil midir insan ki güzelliğe meftun, güzele râm oysa en Güzel’e kör, en Güzel’e nankör nisyan akar damarlardan elestte verilen sözlere inat karanlık örtmez üstümü Berrecân ölüm uğramaz bana çünkü benim adım aşk Berrecân aşk dağlardan ırmaklar akar su sızar kayaların arasından kimine can kimine canan olan sır en Sevgili yâre götürür beni de en Sevgili’nin incinmesin diye ayakları bağrına yerleşirim toprağın Uhut’ta Talha’nın elleri olurum Sümeyye’nin, Yâsir’in parçalanan bedenleri olurum bulut olurum çöllerde göğe açılan mübarek ellerde dua olurum yağmur yağmur serinletirim muhacirleri bir kütüğün göz pınarı olurum minberde ben ki Ali’nin ellerinde Zülfikar kırarım O’na uzanan kirli elleri ben Berrecân beşerin en asil kararı günah dokunmaz bana altı bin yıldır hâlâ buluğa ermemiş bir çocuğum işte Berrecân gönlüme ateş halkalı zincirler düştü Berrecân oysa hâlâ kendimdeyim aklım, şuurum, kalbim yerinde. biliyorum ey aşk sen bendesin, ben sende! ve bir gün Berrecân dağlardan ırmakları, ovalardan nehirleri alarak Dicle olarak, Fırat gibi salınarak Nil gibi çöllere suyu hatırlatarak ulaşırsın rahmetin ebedi okyanusuna ben yine meczup, yine başıboş ben yine seninle uyurum Berrecân sesinle uyanırım her sabah Zafer Şık mayısgünlüğü2012 |
Dolu doluydu şiir, insanlık tarihi, dinler tarihi, kutsal yerler ve bunları aşk ile nakışlamak harikaydı.
Kutluyorum, selam ile