Öte/mâzi
içimdeki siz,
biliyorum; -maziden geldiniz! kıymetlimsiniz, eliniz mahkûm; -gi-de-mez-si-niz! siz çizdiniz cehennemi, siz! -hârsız koydunuz! yârsız teniniz, öksüz; -cenneti üzdünüz işte! nasıl dayanır içiniz? zavallı bendeniz; -yürek eskiniz, ıssız çölünüz; su-sa-maz-sı-nız! kuma göme, toz; talan, ussuz! aymaz dili, yoz; -serdeniz! gonca gülünüz, arsız eliniz! -bü-ke-me-di-niz! âşıktan öte, nazınız; sineniz, aşka belâ! -çıkası huyunuz! meşki sağınız, acundan; -evlâdır derde, kulunuz! ’göğü, mevlâdır öze!’ dediniz; -ye-di kez! sevince, solunuz deniz! yakamoz, âciz; -cılız, ayınız! yetim âhı, geceboyunuz! nerede ucuz ala tanınız? yaldız assanız; -cana, tâcız; bi-le-me-di-niz! kovsanız şeytanı; -sorgusuz, suâlsiz! meleğe kör, âsânız; -gö-re-me-di-niz! ’sordum, sarı çiçeğe’; -siz, O’-su-nuz! 26 Kavakay 2012 |
Bir de deryanın engin mavisinden ötemazilere geçelim.
Ötenazi yapmamaya çalışın, yaşamın anlamına dayanıp.
Nice paylaşıma diyelim. Selamla.