gitmek gerek bu şehirden
gitmek gerek bu şehirden bir ikindi kızıllığında
"gitme kal" diyen leylaya inat is kokan lastik kokularında yahut bir "tren çığlığında" hiç bir şeye aldırmadan,içinde muzari bir kainat.. gitmek gerek..leylayı gözyaşının tersiyle iterek.. beni vebal bekler aczimin karanlığında gitmek gerek.. topladım gunahlarımı,tövbelerimi yanıma aldım birde çocukluğumdan bir kaç hatıra gençliğimi dilek ağaçlarında bıraktım sana kavuşmayı turbedar dualarına gidiyorum bu şehirden..saklanıp ikindi kızıllığına.. ezan sesinden başka tanıdık istemiyorum ne aşina bir yüz,ne bildik vitrin fi tarihli yabancısı gibi şehrin yığınlar içinde çirkin suret olarak harlaşmış bir siretle yaşamaya geldim |