bu yaz
belli ki
bundan bir iki ay önce haftanın herhangi bir gününde öylesine sıradan bir şeymiş gibi gelip de girdiğin hayatımdan çıkmak dileğin yine herhangi bir günde lakin tam da yaz geliyorken tam da deniz dalga dalga çağırıyorken bizi masmavi kucağına her neyse madem ki her şey bu vaziyette ne demeli gidene kal denmez bizde asla her ne kadar kırılsak da yansak da alev alev atsak da sözlerimizi içimize dilimizden dökülen sadece "sen bilirsin" sanırım bu yaz ağlayacak dalında kiraz intihar edecek balıklar kıyıya vurup kendilerini lanetler yağdırılacak el ele yürüyen bütün sevgililere içinde birikmiş bütün öfkeyle ve her akşam bir duble rakı daha içilecek bir kadeh şarap daha raks edecek damakta aynı şarkı defalarca dinlenecek kapanacak göz gün açmadan nihayet bir ihtimal belli ki bu istediğin o halde durma hadi topla neyin var neyin yok ve git çıkarken kapat kapıyı usulca hoşça kal bile deme bana bırak beni anlatacağım çok şey var kendime öyle aşikar ki erken gelecek sonbahar bu yaz ve sapsarı bir eylül çökecek güneşin üzerine -güle güle- atilla güler |