Ekmeğin bayatını yiyen ana…Ekim,23/07 Ekmeğin bayatını yiyen ana… Son parça tatlıyı saklayan… Seviyor diye oğlun, Zahmetine aldırmayıp Düğün çorbası karan ana… Karaları bu kadar erken mi bağlayacaktın? Tazesini ekmeğin Kime ayıracaksın… Geçer mi boğazından O iki lokma, Sızlarken içinin en ince teli… Anam… Oy… Anam… Civanın nerede şimdi? Saklamış mıydın, içine doğup, Son geldiğinde getirdiği kirlilerinden birini… Kokusu anam… Ter kokusu bile… Don kokusu bile anam… Şimdi sana ne değerlidir!... Zorla nişanladıydık, Ötekindeydi aklı yoksa Diye de hayıflanma… Yar olamadı bak anam… Topraktan gayrısına… …….. Serinletir mi acını biraz “Şehit” payesi… Kaç şehitlik mertebesi gelse de bir araya, Kokar mı a ana Oğul gibi? İt Kopuk olup da ölmesinden revadır, Elbet Bilirim… Ama… Ölüm bu ana… Şakaya gelmez… Bizler alkışta tutarız saat dokuz buçukta, Islık çalar, Tencereye de vururuz… Tencerene sen Düğün çorbası vuramazsın ama… Bir daha… Ne elin gider anam… Ne yüreğin… Evlalar yüreğini serinletsin anam… Elbet bu bir onur! Ama… Ayırmak gerek… Anam… Bilirim… Onur yerine… Yine de… Seç deseler… Oğlunu istersin!... Gülgün Karaoğlu |
Selam ve Sevgimle...