Uçları soyulmuş
Kırmızı ojeli tırnaklı parmaklarıyla
Attırıveriyordu saçının sol yanını,
Kestaneler yağıyordu adamın üzerine;
Ah… Bir teline dokunsaydı keşke…

Bir klarnet sesi
Bir figan…

Al etekli kalçasını salladı şöyle sağdan,
Taklit altın paralar
Şakırdadı azardan-
Yapmacık bir arsızlıktı kızıl dudaklarından yayılan-
Susuz rakısından bir yudum daha aldı adam!

Kışkırtıcı darbuka
Dokuz sekizlik…

İki-üç sallandı göğüsler
Bel kıvrıldı on-on beş kere
Al etekli kalça- saymak ne mümkün-
Ak bacağı da göründü bu arada…

Kaçıncı kadehiydi adamın,
Ak bacaktan sonra
Kalanı bir dikişte bitirdi!

Alkışlar
dahi arsızlıklar arasında
Taklit altınlarla süslü al eteğini savurarak
Raks ediyordu çengi;
Adam tazelenmiş kadehini
Şehvetle dudaklarına götürmekteydi…

Açtıkça bacaklarını çengi
Coşuyordu kalabalık,
Coştukça içiyor,
İçtikçe para savuruyordu!
……

Açlığın gözü kör olsundu!
……

Al etekli kalça
Savruluyordu
Bir o yana
Bir bu yana!
……

Bitsin artık bu darbuka!...

Samimiyetsiz göz süzmeler,
kızıl dudakları büzmeler…

Dağıtsa kestane saçlarını sabun kokulu yastığına
Dertop edip bedenini uyusa,
Esnafın görülecek hesabı
Yastığının altında…
……

Ah!... Dinine yandığımın çengisi,
Mahvettin ulan beni!

Bir geliversen ya yanıma, kaltak!
……

Kapının kilidi çevrildiğinde
Kapar gözkapaklarını kadın,
Hem görmek istemez…

Gördüğünün bilinmesini de, hem de…

Adam höykürür,
Böğüre böğüre öksürür,
Susuz rakıları kusmak ister bedeni…

Kalk lan, temiz çamaşır getir!
……

Adam ve kusmuklar umarsızca temizlenir!
……

Aynada gördüğü kadın, kadını tiksindirir!...

-Hayırsız adam, ne kadınlığımı, ne güzelliğimi yaşadım,
pamukludan başka gecelik giydirmedin-
Yosma mı olacakmışım, karıymışım, anaymışım ben, ana!
……

Açlığın gözü kör olsun!
……

Klarnet feryat figan
Darbuka yavaştan ritim arttırmada
Al etekli çengi
Ak kadehli adamlar
Pamuk gecelikli kadınlar…
…….

Bir çocuğun karnı doyuyor,
Bir diğerinin harçlığı azalıyor…

Yürekler hep daralıyor!
……

Uçları soyulmuş
Kırmızı ojeli tırnaklı parmaklarıyla
Attırıveriyordu saçının sol yanını,
Çengi,
Kestaneler yağıyordu adamların üzerlerine…
……

Darbuka dokuz sekizliğe başlamıştı bile…


Gülgün Karaoğlu
Haziran,07/09