10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
6840
Okunma
Çanakkale denince insanın yüreği sızlar...
Çanakkale denince, gözler nemlenir...
Çanakkale denince, hem gözyaşı dökülür, hem yüzler güler...
Çünkü Çanakkale, ülkemizde yaşayan herkes için bir yiğitlik destanıdır, bir kahramanlık abidesidir.
Ülkemizin en zor günlerinde, yokluk ve yoksulluk döneminde yaşanan muhteşem bir zaferin adıdır Çanakkale... Kaybetmek üzereyken kazanmanın, bitti denilirken yeniden başlamanın, yeniden dirilmenin, yeniden var olmanın, ayağa kalkmanın adıdır.
Bu zafer, gençliğin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve hatta çocukların zaferidir. Bu zafer, “Ölürsem şehit, kalırsam gazi!” diyen bir milletin zaferidir.
On dört ay, karada ve denizde, yedi düvele karşı yapılan Çanakkale Savaşı, hâlâ konuşulan, hâlâ tartışılan, düşmanlarının bugün bile hâlâ akıl erdiremediği büyük bir kahramanlık destanıdır. Maddi ve siyasi açıdan devletin tıkandığı, fakirliğin kol gezdiği, düşmanların çok güçlü olduğu dönemde kazanılan bu zafer, ümitleri tükenmiş ülkemizi yine şaha kaldırırken, düşmanları şaşkına döndürmüştür.
Churchill, “Anlamıyor musunuz? Biz Çanakkale’de Türklerle değil, Allah ile savaştık!.. Tabiî ki yenildik...” diyordu. Mehmetçiklerin, “Allah rızası” için savaştıklarını düşmanları da anlamıştı.
Çanakkale, bir ölüm kalım savaşıydı.
Çanakkale, bir saldırıya karşı, etten ve kemikten bir savunmaydı.
Ülkenin her köşesinden, dağ başlarından, köylerden kopup gelen çocuk yaşta gençlerin, ana kuzuların arslana dönüştüğü yerin adıydı Çanakkale.
Ana kuzuları, Kınalı Kuzular...
Anneler, kuzularını kınalayarak gönderiyorlardı Çanakkaleye.
Her kınalı kuzu, bir kahramandı, bir destandı.
YÜREK AĞLIYOR
Ağlama anam ağlama sil göz yaşını
Dik durma zamanıdır
Düşmanı sevindirmeme anıdır
Vatan için, Bayrak için ,namus için
Düştü toprağa gencecik bedenim
Ne Mutlu ki bana! Şehit şerbetini içtim
Davamız kutsaldır...
Yüreğim bu yüzden ferahtır.
Anacığım Sen de ferah tut gönlünü.
Bu da sana oğul nasihatımdır.
Nasihat ne haddime bilirim ben özümü
Yük oldum dokuz ay karnın da
Hakkın ödenmez
Anacığım...
Vatan için büyüttün beni
İlk sevda tohumunu sen ektin yüreğime
Kınalayıp yolladın beni askere
Destanlar yazıyorlar adıma KINALI KUZULAR diye,
Peygamber ocağına giden Mehmet’e
Vatana kurban olsun diye
Asıl ben sevdalıyım bu vatana
Çiğnetmem bir karış toprağını
Haince kurulan pusulara
Yer gök inlemeli
Şehitler Ölmez ,Şehitler Ölmez
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanmayın.” (Âl-i imrân: 169)
“Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin.” (Bakara: 154)
Bilâkis onlar diridirler, Rabb’leri katında rızıklanmaktadırlar.” (Âl-i imrân: 169)
Onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz.” (Bakara: 154)
Şehit düşecek olanları müjdelemekte ve hiçbir korku ve üzüntü görmeyeceklerini haber vermektedirler
Şehitlik öyle büyük bir lütuftur ki, cennetin bütün yollarını açar ve hurilerin istikbale çıkmasını sağlar. Rahmet meleklerinin refakatine sebep olur. Şehidin ruhunu yetmiş bin melek elleri üzerinde yükseltir.
Onlar fâni hayatı terk ederek ebedi bir hayata ermişlerdir. Kendilerine tahsis edilen yüksek makamlarda merzuk olmaktadırlar. Yerler, içerler, gezerler, dünyadaki hayatın kat kat fevkinde gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, akla hayale gelmedik bir hayat yaşarlar.
Şehit Ailelerine AllAhtan Sabır Diliyorum.