eskimiş şiirlerben eylül’de nefer sen eylül’de hasret metris ben mi ördüm duvarını alıp götürürdü sabah terlemeleri bütün varlığımı duydum el bağıyla bağlamışlar gözlerini neyle gayyım ederim ki şimdi çözülen dizlereimi ulak kurşun atımlıkta değilsin destursuz mavzerler ateşlesem zabt bile tutmamışlar tutsaklığına nereye gelsem arzuhâl tonlarca kömürürün karşısında keçikıran’da bir çizerin bile olmamış eylül karanlığında tövbem ince bir zarla bağlanmış gözlerin görevime hani güzeldi İstanbul nasıl da girdi tövbelerime bir tarih kasım |