KÖYÜMÜ TANIYAMADIM
Geçenlerde köye vardım
Köyümü tanıyamadım Hayatımı başa sardım Köyümü tanıyamadım Beti bereketi kaçmış Zifin çiçekleri açmış Sevdiklerim çoktan göçmüş Köyümü tanıyamadım Eski değerler yozlaşmış Boynuzlar kulağı aşmış Görenler, duyanlar şaşmış Köyümü tanıyamadım Esmez olmuş bahar yeli Viranlaşmış dağın beli Uzanmaz bir yardım eli Köyümü tanıyamadım Gençler düşmüş gurbet ele Bülbüller dadanmış güle Kimler kala, kimler öle… Köyümü tanıyamadım Meyve veren dal kırılmış Irmaklar akıp durulmuş Garip bir düzen kurulmuş Köyümü tanıyamadım Bacalardan tütmez duman Ne inek kalmış, ne saman Gençlerin hâli pek yaman Köyümü tanıyamadım Koyun kuzu yok bayırda Tırpan sallanmaz çayırda Kimse yarışmaz hayırda Köyümü tanıyamadım Baykuşlar tünemiş dama Çıkmaz bir tanıdık cama Hatıran düşer rüyama Köyümü tanıyamadım Unutulmuş selam sabah Her ne varsa olmuş mubah Bir kez dokun, işit bin âh!... Köyümü tanıyamadım Anam babam göçüp gitmiş Sonsuzluğu seçip gitmiş Ecel suyun içip gitmiş Köyümü tanıyamadım Viran olmuş dağı, taşı Issız kalmış çeşme başı Akar gözlerimin yaşı Köyümü tanıyamadım Herkesin bir dizisi var Yüreklerde enkaz, hasar Uzaklarda kalmış bahar Köyümü tanıyamadım Toklar düşünmez açları Oğlan uzatmış saçları Kimse görmüyor suçları Köyümü tanıyamadım Büyüğün dediği olmaz Çocuklar nasihat almaz Caminin ilk safı dolmaz Köyümü tanıyamadım Kanaat edilmez aza Saz feda edilmiş caza Söz kâr etmez oğlan, kıza Köyümü tanıyamadım Tandırı kimse eşmiyor Sobada ekmek pişmiyor Gözler kuru, yaş düşmüyor Köyümü tanıyamadım Kalmamış geçmişten izler Değişmiş tavırlar, sözler Güleç değil köyde yüzler Köyümü tanıyamadım Bağında kan ağlar güller Lâl olmuş bal kaymak diller Böyle miydi bizim eller?... Köyümü tanıyamadım M.NİHAT MALKOÇ |