SÜKÛT YURDUNDA AĞIT (Anneme)
Hem dolar hem boşalır fani dünya beşiği,
Maveraya yol varmış bulalım mı? Beraber. Giden nereye gider? Atlayınca eşiği, Kaç ulak çıkardımsa getirmediler haber... Görebilene ayan ne ibretli camekân, Durur içinde; sâf sâf dost, düşman arkadaşlar. Serin serviler altı sessiz huzurlu mekân, Sakinleri söyleşmez burda; konuşur taşlar... Toprağı ki Ademden ta bu güne hastayken, Devasız hekimlere ne sebepten küsmüş ki? Ebruli bulutları semasında yastayken, Ondan düşen göz yaşı kaç gözlerden düşmüş ki? Nerdedir sevgililer makam, mekânlar nerde? Dönülmeye yol yok mu? Gittikleri o yerden. Hasretliğe bir ilaç var mıdır? Deva derde, Kaç kere sorulmuştur hep geç gelen seherden... Ey! Mahşeri beklerken güne gün ekleyenler, Gün seherle ışırken geceniz nurlu ayla. Ey! Yüzleri kıbleye dönmüş sûr bekleyenler, Sade yetinirsiniz okunan; fatihayla... Halâ soğumamışken yangınlarımın külü, Biten gün, sordu; nerde? En sevgili âşığın. Anne! Seni sararken akşamın siyah tülü, Süreyyadan mı insin zühreden mi ışığın? .. Hendek/2010 Recep Odacı |