Bıçak İzlerin
Sen dokunduğunda bu şehrin tenine, çığlıklar duyulurdu
Ayak izlerinden anlardım gelişini Şimdi binlerce insan bu şehrin illegal sokaklarında Ama hiç biri, Yüzümdeki hüznü görmüyor senin gözlerinden Ki Sen olmayınca... Bir isyanı işaret eden gözyaşlarım düşmekte. Yıkık bir kentin yorgun iki savaşçısı gibiydik Bir zafer daha kendini geçmişe armağan eder Sonsuzluğun paçavrasına iliştirdiğim sevmelerim Ya da "belki"lerim hangi lisanı zapt eder. Kanaması durmayan yaram biraz daha az bana. Şimdi seni bir eylül’e yüklüyorum Sesi dudaklarımı döven kadın! Hangi mevsimde yatağımın sol yanını doldurursun? Bekliyorum. Yokluğunun bıçak izlerini taşıyorum sırtımda. Yaşadığın ne varsa, yitir. Yaşayamadıklarını biriktir öyle gel! Yarınlar o kadar uzak da değil. Gözlerin arayacak beni, zamansız üşümelerinde Özleyeceksin biliyorum. Sesi değdiğinde dudaklarımı üşüten kadın! Zamansız silineceksin biliyorum. Tıpkı geldiğin gibi Bu intihar bakışlı sevdamıza aldırmadan Bu şehrin caddelerini bir isyana bırakıp gideceksin Ne çok büyüttüm gözlerimde seni, Yokluğunla ne çok büyüdüm. Güneşsiz bir sen siz’likle sevdim Sen izlerini bırakırken geçtiğin boş caddelere Ben sen’li gözyaşlarımda boğuldum. Sen benim monoton bir sevdamın kahramanıydın. Ben bir tek, gözlerimde sustuğunda kanardım. Sen bilmesen de, Kilometrelere dayadığım çığlıklarım da Kulaklarındaki melodinin cızırtısını yaşıyorum. Ve ben hep seni özlüyorum... Emre Kınay |
tebrikler tebrikler......