)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-417-)(-)(-)(
*************************************************************************
Eskiden Sevgi vardı saygı vardı dost vardı Eskiden eskiden çok çok eskiden Gayrı bu meziyet sonuna erdi Eskiden eskiden çok çok eskiden Bir lokma bir hırka ona yeterdi Babam saman telisine yatardı Evlat babasının sözün tutardı Eskiden eskiden çok çok eskiden Anam tezgahını tel tel yayardı Şal dokuyup çengo ile boyardı İnsanlar insanı sevip sayardı Eskiden eskiden çok çok eskiden Özeri seninki kuru lakırdı Nenem tezgahlarda çarşaf dokurdu Ninniler söylerdi türkü okurdu Eskiden eskiden çok çok eskiden **************** Aşık Özeri **************** 1938-2011.Artvin ili’nin,Yusufeli İlçesi’nin, Zor (şimdiki adı Esenyaka) köyünde doğdu. Asıl adı Ahmet Özer’dir. İlkokulu köyünde okudu. İlkokula devam ederken, bir yandan da Kuran ve Arapça okuyup yazmayı öğrendi. Aşıklık geleneğinin yaygın olduğu bir çevrede, Huzuri, Zuhuri, Fahri, İzhari gibi birçok aşık çıkaran köyde yetişti. Ancak özellikle Aşık Huzuri’den etkilendi. Huzuri öldüğü zaman Aşık Özeri henüz 13 yaşında olmasına karşın hem o zamana dek hem de sonraki yıllarda Huzuri’nin şiiri ve tavrından çok şey öğrendi. Şiir yazmaya 19 yaşında başladı. Askerden döndükten sonra o döneme dek yazdığı şiirleri basılması için verdiği matbaadan bir daha geri alamadı. Ancak bu şiirler hiçbir zaman basılmadı ve akılda kalanların dışındakiler yitip gitti. Yaşamı, küçük yaşlardan itibaren gurbette geçti. 1973 yılında Almanya’ya gitti. 3 yıl sonra döndü. 1981 yılında gittiği Libya’da ise 2 yıl kaldı. Yaşamında Efkari, İzhari, Pervani gibi birçok aşıkla dostluk kurdu. Bazılarıyla karşılaşmalar da yapan Aşık Özeri, Aşık Huzuri’de simgeleşen geleneğin yaşayan son önemli temsilcilerinden biridir. Başta sevgi ve toplumsal taşlamalar olmak üzere, gezdiği gördüğü ve ilginç bulduğu her konuyu işleyen Aşık Özeri, halk şiirinin tüm türlerinde örnekler vermektedir. Aşık Özeri köyünde öldü ve orada toprağa verildi. Aşık Özeri’nin yaşamına ilişkin Cemil Aytekin tarafından yapılan bir araştırma, »Yusufelili Özeri« (1997) ve şiirlerinin bir bölümü ise »Durma Gel« (2008) adlı kitaplarda yayınlandı. KAYNAK:© BeKa Sitesi ************************************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-417-)(-)(-)( Vatan vardı,sevda vardı,aşk vardı Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden Gönüllerde bayrak diye köşk vardı Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden Yaşlıya hürmetten söz bölünmezdi Gereksiz yere de hiç gülünmezdi Büyük başlamadan lokm’alınmazdı Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden Bir selam ile para alır verirdik Ödünç alıp ihtiyaçlar görürdük Söz verdiysek sözümüzde dururduk Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden Komşu düğünün de ev açılırdı Yardım etmek için yarışılırdı Sevgiler kardeşçe bölüşülürdü Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden Fırsatın bulsakta hiç çalmadık biz Düşmanlıkta nedir hiç bimedik biz Yoksulluk vardı ya mutlu idik biz Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden Köşe başlarında öz üstlerinde Yaşlı dedelerin sohbetlerinde Gün böyle geçerdi Türk yurtlarında Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden Özü birdi, sözü bir di herkesin Yalan söylenmez di, emirdi kesin Bu Lüzumsuz size daha ne desin Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Adeta kendimizden kaçtık.
Şimdi kimiz biz?
Diye sorasım geliyor.
Gönlünüze sağlık Hocam.
Selamlarımla.