Elbet güneş doğacak
Yürek yana dursun sevda narına
Düştükçe bağrına kor alevin Titreyip kendine gelme zamanı geldi geçiyor çoktan Pişti,olgunlaştı, dağ gibi oldu başı gökte Sevgi yolunda kırık dökük kalemle kavilleşti Sırdaş oldu en mahrem gizlerde İksir oldu, em oldu, maya oldu yürekteki demde Dimdik durdu memleket yolunda Haramiler yol alsa da zulmün kılıcı elinde Hain rüzgarları dindirecek kalkan olmak gerek Canında can bulmalı can verilen toprakta Tökezledi lâkin düşmedi sisli yollarda Bir elde inancın kılıcı,bir elde ay yıldız Sabır taşını dikti yüreğe Toprağa düşmüş Cennet yolcularının ardından Sevda nağmeleri yazdı türkülerde sözlerde sevdalı kalem Öcünü almaz ise sapı bizden olan satılmış ruhlardan Cehennemde yanmayı yeğ tuttu gönüldeki inançta Sapı ulu çınardan olan hain baltalara inat Rüzgarın döneceği günü bekledi Ant içti,Kuran,Vatan,Bayrak,Namus üstüne Zeybek oldu dağlarında Yurdumun Sadece Allah Ve al bayrak önünde çöken Yurt oldu dağlarında nazlı ceylana Nakış oldu gökteki mavide dalgalanan Hilâle, yoldaşı yıldızına selam durdu sadece Yürek ağlasa da İçine akıttı yaşını gizliden gizliye Görmesin namerdin namert bakışları diye Sabrın selametini ilaç eyledi bağrına Dağ gibi oldu yürek,çınar oldu kalem Bir gün bu devran dönecek Tüm ihtişamıyla doğacak Türk Yurdunun âfâkına güneş yeniden... |
UMUT ve DOSTCA