MAĞRUR GÜZEL KADIN
Masal gibiydi sanki aylar öncesi
Hayal meyal belirdi bulutlar arasından Esmer güneş gibiydi Kaşları çatık,mağrur güzel kadın Uzun bir uykudan uyanmıştı sanki Elime aldım üşüyen ellerini Tedirgindi, Titriyordu elleri ellerimde,yavru serçe misali Susuyordu, Gözlerinin bulutlarını aralayarak okudum yüreğini Roman gibiydi milyon sayfalık hayatı Okurken her sayfasını satır satır soluksuz Her yaprağında damlalar vardı gözyaşlarından Sayfalar açıldıkça Satır aralarından hıçkırık duyuluyordu Bazen yanık bir türkü yakıyordu hasretin bağrını için için O susuyordu Gözleri konuşuyordu,sokak çocuğunun bakışlarında Biraz deli doluydu rüzgarı estiğinde Deli kız demiştim ona tebessüm ederek Bende uymuştum ona Yola çıkmıştık iki deli ele ele vererek Çözülmesi zor bilmeceydi Sırlarıyla mahşere gitmek ister gibiydi Gözlerdeki bulutlar içine akıtıyordu yağmurlarını Sayfalar dolusu romandı ülkemin kadınını anlatan İlk sayfaları pembelere boyalı Açıldıkça sayfalar Griden karaya vurmuş toz dumandı gökyüzü Elleri ellerimdeydi Lâkin tedirgindi, Ürkmüştü bir kere,ömrünü verdiklerinden Ve maskeli balodan çıkan boyalı suratlardan Hâla emin değildi ellerimin gerçek olduğundan Çoğu kez deliliği tutuyordu ’’Git,sende git hayatımdan’’diye mırıldanarak Bir gök gürültüsü duyduğunda Ellerime sıkıca sarıldığında Uysal bir kedi yavrusu edasıyla sokulurdu yüreğime. Çok fırtınalar atlatmıştı Baş eğmemişti zalimin zulmüne Meyveleri üstünde,başı gökteydi Yalnızdı ama dağ gibiydi çok mevsimler atlatan Yıldıramamıştı nice fırtınalar onu Hüzünler vardı gecesinde,gününde Hicran’ı ömrüne iksirdi Nazlı Ceylan’dı gözleri kamaştıran O bir kadındı güzelliğin abidesi gibi duran O bir yardı,yarendi,arkadaştı,kardeşti Dosttu eli elimde olan Dilsiz sevgiliydi gönlü gönlümde O yalancı dünyanın gerçeğiydi Yüreğimde yerini bulan. |
UMUT ve DOSTCA