ZAMANIN ESRÂRLI ŞEHÂDETİEy zaman, söyle bana nerdeyim ben? Mâzîde mi, âtî de mi, ânda mıyım ben? Dünyada mı, ukbâda mı, Lâmekânda mıyım ? Yoksa, saatimin zembereğinde savrulan, Yorgun, yenik savaşlarda mıyım ben..? Ey zaman, söyle, umutsuz hayallerimde mi? Yoksa daldığım, rü’yâlar âleminde miyim ben? Nasıl kaybolmuş ki, zamanın kanatlarında Yedi Uyurlar...? Nedir, O’nları aşk ninnileriyle uyutan bu gizem ? Nerde saklamış zaman , uyutmuş anaç sinesinde? Rûhlarına sükûn veren, o tatlı ninnisinde. Kaybolsam ben de ...Ânda ve O’nda bâkî olurcasına.... Nâmütenâhî..sonsuza dek hiç bulunmamacasına... Zaman ne ki ? .... Di li geçmiş, mişli geçmiş ... ! Bast-ı zaman, yoksa ân mı?.. Âh hayatın şu aldatan keşmekeşi ! Yakalarken, tam beynimin zülfesinden, Öyle kaçar ki ruhum, şu debdebeler ülkesinden... Ararım Seni dağ taş ,ayaklarım kan, revân. Ey sâhibu’z-zamân, bulsam seni Ey Yârân. Atomlar ve felekler, coşkuyla yarışırken, Seyirtir ardısıra, zemberekler peşinden. Yorulmayı bilmeden, koşar deli yelkovan. Akrep bîtâb düşse de, yetişir ona el ân. Ömür sayacımın mîâdı, son fatura ne zaman? Hangi durak son mâtem, duracak çarh-ı devrân. Ey zaman! Sen ki kanatları dû cihâna açılan, Dev cüsseli ankâ kuşu, yakalanmaz bir burhân. İdrâki haylî müşkül , beş harf, iki hece, Kıymetini anladım, ellerimden gdince. Görürüm ki ki seyl olmuş, âh u figân şu ömrüm. Koca adamlar olan, çocuklar büyüyünce. Ne zaman ki olacak, kara toprak yatağım, Sıkı sıkı sarıldığım, ak kefenler yorganım, Uyurken makberimde, yastığım mezartaşım. Tâ ki sûra üflenmiş, pür-telâş uyanmışım. Artık atamaz olmuş , şâh damarımın demleri, Hani nerde o, âhengle vuran ritmleri. Anladım ki zaman, ömrüme takoz koymuş. Kendisi de kaybolmuş, sonsuzluğa savrulmuş. Zaman ve mekân durmuş, şimdi hâlim pek yaman. Son noktayı koymuş Rabb, kelâmın tükendiği ân. Hiç durmadan yazmışlar, kirâmen kâtiplerim, Rapor edip hâlimi, bıkmadan usanmadan... Âh zaman...! Yavuz hırsız misâli, fânî ömrümü çalan. Uyanınca irkildim, fîgân ettim el amân. Çırpındım makberimde, fîgânımı kim duyan!? Uçtu gitti elimden, yıllar dolusu ân. :( Beni bana gösterdin, ey kronolojik deverân. Nâ çâre ki yok dönüş, fayda vermez feverân. Söyle ...! Hangi ücrâlara savurdun beni böyle...! Yularını koparan, şâha kalkmış küheylân. Ayn’el- yakîn gördüm ki, zaman şaşmaz bir sayaç. Vakit elinde iken, gözlerini iyi aç. Sakın boşa geçirme, bir sâliseni dahî. Aman Sevim agâh ol, zaman gizemli vahiy...... (Sevim’im kırık incileri) |
Fırtınaya kapılanda kalırmı hiç betbeniz
Ezelden ebede ilahi bir ritmle akıp giden zamana dur diyerek zamanın fırçasına meydan okuyan,zamanın yüreğinde bir nabız olup çarpan dizelerin gönül insanı değerli Şaireyi gönülden kutluyorum.
Size düşen yazmak
Bize düşen okumak
İyiki varsınız