dikdörtgenden tekerleklergranitler yontuyorum yokluğunda hamur çekiçlerle gece boyu kan ter içinde sana benzesin diye gözlerine gelmeden daha yoruluyorum bitmeden hortluyorsun beni boğuyorsun kolyeler yapıyorum kayın ağacından zincirleri sakız armasını kazacağım zaman mühr-ü süleyman ay dolanıyor ayağıma bağrıma batıyorsun zamansız zindan gülleleri eritiyorum yapışmış çığlıkları kazarak halhal olsun ak topuğuna ejder oluyorsun yedi başlı gölgelerin körükçü sular serpiyorsun kor’una ne nar tutuyor alevi ne çelik geliyor suya gerdanlıklar diziyorum sonra kement atarak aura ışıklarına ölçüsü kayıyor endaze’min fit veriyorsun kutup’lara yollar kazıyorum tozsuz dumansız yollar eşiğimde düşürdüğün iğneyle günah mı hayali varışların sen ne dersen de bir araba yapmışım ki tahtadan çark-ı devran yuvarlağın dışında her şekle benziyor tekerlekleri sen şatolarda sultan ben hayalci serseri kasım |
çark-ı devran
yuvarlağın dışında her şekle benziyor tekerlekleri
sen şatolarda sultan
ben hayalci serseri
Muazzam ..!