CEZAEVİ TABLOSU
Ortaköy Sahilinin, deniz kokan arnavut kaldırımlı taşına
Kurulmuştu iki eski sandalye ve kırık dökük bir masa Bir güzel oturmuştu, tek başına o masanın başına Karışmıştı gözyaşları, İstanbulun yağmuruna, yaşına Elinde kırmızı gül, avucuna bakarken Ne düşünüyordu bilmem, bakıp bakıp ağlarken O gizemli yüzünde derin izler saklıydı Kusursuz güzelliği herkeslerden farklıydı Bir aşk sarmalı mıydı, yoksa bakıp durduğu? Yoksa gülde mi gizliydi, hayalini kurduğu? Belli ki yanıyordu, acımıştı yüreği Başı öne eğilmiş, bükülmüştü bileği Bir Cezaevi Tablosuydu o, düşten resme dökülmüş Baktığı o gül solmuş, ölmüş, boynu bükülmüş Vurmuştu yar hasteri, kırmış kanatlarını Silecek kimse yoktu, ıslak yanaklarını ---------------------------------------------- Sen, resmini çizdiğim içimdeki Portresin O kırmızı elbisen, yerlerde sürünmesin Bak, şimdi benimlesin, sıcak yüreğimdesin Salonuma renk verdin, artık tam yerindesin |
saygı ve selamlarımla