2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1537
Okunma
Ortaköy Sahilinin, deniz kokan arnavut kaldırımlı taşına
Kurulmuştu iki eski sandalye ve kırık dökük bir masa
Bir güzel oturmuştu, tek başına o masanın başına
Karışmıştı gözyaşları, İstanbulun yağmuruna, yaşına
Elinde kırmızı gül, avucuna bakarken
Ne düşünüyordu bilmem, bakıp bakıp ağlarken
O gizemli yüzünde derin izler saklıydı
Kusursuz güzelliği herkeslerden farklıydı
Bir aşk sarmalı mıydı, yoksa bakıp durduğu?
Yoksa gülde mi gizliydi, hayalini kurduğu?
Belli ki yanıyordu, acımıştı yüreği
Başı öne eğilmiş, bükülmüştü bileği
Bir Cezaevi Tablosuydu o, düşten resme dökülmüş
Baktığı o gül solmuş, ölmüş, boynu bükülmüş
Vurmuştu yar hasteri, kırmış kanatlarını
Silecek kimse yoktu, ıslak yanaklarını
----------------------------------------------
Sen, resmini çizdiğim içimdeki Portresin
O kırmızı elbisen, yerlerde sürünmesin
Bak, şimdi benimlesin, sıcak yüreğimdesin
Salonuma renk verdin, artık tam yerindesin
5.0
100% (3)