SOLUĞAN YANGINLARI. Ne zaman eylül bulutları toplansa gözlerinde Arkasında kimliği meçhul rüzgârlar Akdeniz silkelenir içimde soluğan yangınlar yağar Seli dışıma akıp içimi yakan Tuzu yanaklarından dudağıma bulaşan. Sen bilmezsin hangi eldir karıştıran palette renkleri Kim çizer eylül resimlerini hüznü çerçevesinden taşan Yıkımı bağbozumlarına ulaşan, sen bilmezsin. Bakirdi eylülün sesi coğrafyası henüz katil değilken Başka anlamlar yüklenmişti sözlüğümüzde eylüle Mart başlıklı kâğıtlarda demokrasi molaları okunurken Kargaşa böyle yaratılır diyordu zaman ülke günlüğümüzde. Zamanın ipleri kimin elindeydi ve zaman neydi Mizansenli anarşi rastgele safari biçimli bir şeydi Av kimdi, avcı kim? Kör sokaklarının çıkmazlarında bilinmezin Yitikleri belliydi çaresiz dövünmelerin Yerleri belirsizdi yitiklerin Eylüldü, On İkiydi günlerden provası gündönümünden Ah ne acıydı o tarifsiz hiçlik O kalemi kırılmış masumlar O kefensiz yarınlar. Birlik ve cumhuriyet doğacaktı öngörülmüş kargaşanın ölümünden. Çokuluslu şişman tiranlar tasarlanmış yoksulluk çıktı gömüt’ünden. II. Adına demokrasi denen ananın bereketli memelerinden vahşice kan ve can emen tetikçi vantuzlu kuduz ahtapotlar çıkmamalıydı oysa çığ düşen avuçlarından kurtuluş umudunun mezar taşından. Sen eylül vurgunu yirmi yedinci dün Yaralı turnanın çığlıklarında, eşinin öldüğünden habersiz En yakınımı yitirdiğimi bildiren uğursuz ulak Hâlâ köz, savrulmadı kaçıncı mevsimdir külün. Gözlerin eylül köpeklerinde havlıyordu ağıtlarını -ağıtların şahdamarıdır som acılar - Akdeniz, ben ve gece som acıların Eylül havlamalarında köpekliyorduk Binlerce parçaydık tümleşecek ülke yarınlarında Kocaman kayalardan ufalanır gibi koptuk Çeneden kerpetenle sökülür gibi ayıklandık Varlığı istenen her şey yerindeydi biz yoktuk Eylül yenilgileri nasıl da onurdu Kibir taçlı utkunun önünde eğilmeyen Destanı yürek yangınlarında okunurdu Duyular körelse sağırlaşsa da kulak Şimdi ay suskun yıldızın kanı damlamış suya Tutuşmuş yakamoz çalkalanan suda sureti kor Eylül iskeletlerinin kafatasında darbe çatlağı Hayat kahpe ölüm mert göz çukurlarında Tuz lâcivert tadı dudaklarımda Yangınını sorma içimi cehennemî yakıyor. MGA |
sevgi ve hürmetle