ertesi gün -4-
biraz sonra tekrar, yine çalar
“özür dilerim kapatmak zorunda kaldım kapıyı çalmadan gelir gider kaynım” “kızlar nasıl.. şirincanlar çok tatlılar canlarııımm” …. “-anlıyorum seni, bana güvenmiyorsun oysa ben.. seni tanıdığımdan beri senden başka bir şey düşünmüyorum” memnundum, mutluluk kaplıyordu içimi söyleyeceğim çok şey vardı, onu çok seviyordum; ama sustum.. sesimi unutmuştum.. susmuştuk.. nefeslerimizi duyuyorduk.. onun sesini duymak, söylediklerini kaçırmamak istiyordum baskın, şuh, tatlı, sorgulayan bir “-evvet” dedi usulca “-ben de” diyebildim gene o kadınsı şuh ses kiii.. hem de bu defa kahkaha eşliğinde “ne sen de” dedi “-ben de işte..” dedim çok sonra “-ben de seni seviyorum” diyebildim .. “-herşeyden.. herkesten çok.. hem de ta ilk günden beri” “-neden söylemedin peki” bu defa kızgındı “bilmeem” .. “-buna hakkım var mı” bir anne şefkati, bir abla korumacılığı “-kıyamaaamm, canım benimmmm”.. ben seni çok özlerim.. yollardan gözlerim.. ismini sayıklarım” şimdi alaycı “-ne diye” .. “-sen benim adımı biliyor musun” aklıma ilk geldi “-güüülll” “gülün sana kurban olsun, masumummm” ilgimin fark edilmemesi için onu kimselerden soramadığımı unuttum.. … sevdim bu ismi, sen bana hep “gülüm” de “güülllüüümmm!” sahi neydi adı sordum “güüülll” dedi beni taklit ederek.. sevincime bereket ömrüme bahar dallarıma tomurcuk ekleyerek “benim güneşim olur musun” “olmaz” dedim “-nedeen!!” .. “sen böylesine güzelken .. “ilahemken .. ben ancak senin kulun kölen, sevdalın olurum, sen de benim Sultanım!..” “beni güzel mi buluyorsun” “hem de çook” oysa hiç düşünmemiştim o ana kadar aklıma bile gelmedi “-yemin ederim çok güzelsin” … “sen de çok güzelsin..” “..” |
dilde güzel, işte dudu dilli bir güzel tebrikler onunla hayatta güzeldir..