Kırlangıç Hüznü
Biliyorum bu mevsimde gelmeyeceksin.
Tıp deyip susturacaksın Volkanı patlamış Yüreğimin kırılmış penceresini. Homurdanıp gökyüzü ile Başıma mevsimsiz karlar yağdıracaksın. Biliyorum esir kalmış mülteciler kuyruğunda Son sırayı bana ayıracaksın. Vay diyeceğim belki de Kusarak yılların tek tek günlerine Ellerimi üşüten yoksul sevinçler içindeki Titreyen yüreğime kızacağım belki de. Biliyorum adresin yok şimdi Uzun bir yol gibi sonsuzsun benliğimde. Hiç mecalim yoktur bilesin Kırdığın bir fincanın telvesinde Aynalar yüzümün yarısını göstermez Ve gözlenmezsin gözümde başka birisine. Anlamı yoktur sensizken dilimdeki kelimelerin Anlamaz zaten beni kimse Bu acılarla abanası kentlerinde Biliyorum eğer kavşaktaysa ömrüm Uzayıp gider dostlar tek tek gözlerimde. Kız kulesinde bile aşklar çoğalmaz artık Sevda böylesine yaban kalmışken KIR HÜZNÜNE Ve burası son nüshası sevginin, ayrılığın, gitmenin Burası cefadan yananların okuduğu bir ölüm duası Tik taklarla beraber giden kısacık ömrümün Kırlangıçlar gibi karanlık bir sefası Biliyorum yırtılan uçurtmalarda kaldı Bize uzak kalan umudun şafağı Mevsimlerin göz yaşları dükkanların önünde Bekledi sahibini pusulasız bir şekilde Biliyorum bu sefer gitmek vakti geldiyse Elbet bulunur bir taşeron katil kirpiğimde. Kirpiğim oklarla dolsun benim tüm bedenimde Madem böyle uçurtmasız yaşayacağım Öyleyse savursun yüreğim kendini bir denize... |
KIRLANGIÇ73 tarafından 18.2.2024 02:15:31 zamanında düzenlenmiştir.