Ölümlü ülke
kafatasının içinden penislenen kadınları
ve bacakarasından beyinlenen erkekleri hit’lerin ellerine teslim eden düşüncelerle kötürümlerin penceresine yöneliyorum aklımda ne kadınların oynak göğüsleri ne türkülerin sızlatan bilmeceleri yeni doğmuş güneşin batışını tahayyülle ölümü bir kez daha giyiniyorum elsiz dilencilerle jokeyliğini yaptığım psikoloji derslerini üniversite hipodromlarından sıyırarak terk edilmiş bir mahellenin çatısız evinde mukim şikayete dilsiz meleklerin marazına okuyorum yalana gerek yok,yaşa be,iyi gördüm seni aldatmacalarından soyut,realist söylemlerle modern gülüşlere bir kere daha tükürüyorum bu gelen bereketti,sevin,sana ölüm biçilmemiş kader döngüsünde kırmızı gülü,mor laleyi kaldırmaz bu el bu şehir ölüleri nereye defnedeceğini bilmiyor halen hiçbir omuz görmedim ki sırtlanabilsin tek başına bir tabutu fahişenin kasıklarından derilmiş sancılarla soğuk duvarların kaç ruhu katlettiğini bilemez istatistikçiler haberlerin kısır rutinlerinde, dublorlüğe girişen müntehir genç bileklerimdi benden akan kan, ben diyebilcek narsizmi sevmez damarlarımı bu ülke’li jiletler kesti . . . |