Ankara
Kurtuluştan çıktın mı Çamlığa,
Ayrı bir manzara. Sert mizacın altında, Neleri saklıyorsun suskun Ankara.. Çiftlikte ne sevdalar, Sıhhiye’de haykırışlar, Kar altında aşka gelen sevdalar, Soğuk yüzünün arkasında, Sırdaş Ankara. Arnavut kaldırımlı sokaklarında, Elinde çıngırağı yoğurt selesinde, Taş hanın ince bellisinde, Ayrı bir dem senden Ankara. Meclis parkında mektuplaşırken, Ağlamalar rüzgâra karışırken, Soğuk banklar birleştirirken, Canlanır anılar sevda adına. Asma köprüden geçerken, Sallanmalar yaklaştırırken, Eller çekingen birleşirken, Nelere suskun kalırsın Ankara. Saatlerce okul önünde, Beklemelere eşlik edende. Düşen her yaprakta, Gözyaşın saklıdır Ankara. Sincan Kayaş banliyöde, Garın selamı sevginde, Bir suskun kalış gözlerinde, Anlatacakların sağanak olmuş akar Ankara.. Ne eller ayrıldı hüzne garda, Ne sevdalar kavuştu dumanlı rayda. Suskunluğun biter mi? Sert görünüşlü taşlık Ankara. Asılı kaldı anılar, Seyran’ın duvarlarında. Bir bodrum katında, Zeytine peynire eşlik edende, Çay diye seni içtik Ankara.. Geçmişe dönende, Anıları bir bir ezende, Terk edilmeler yüreğe değende, Dost kaldın suskun Ankara Gürhan Olcaytürkan |