)(-)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-400-)(-)(-)(
*********************************************************************************
Beni Bazen deli eder eser başımda Savurur çılgına döndürür beni Sinsice bir zalim kırk beş yaşında Sırıtır sinsice kandırır beni Topladım derdimi sıraya dizdim Çare bulamadım canımdan bezdim Bir umut peşinde baş eğik gezdim Aksilik yüklenir sindirir beni Bunaldıkça dert dökerim kağıda Yürek acısını belki dağıta Susa susa öyküm döndü ağıda Çoğalır efkarım yandırır beni Tezvire uyanlar öylece sansın Kolaydır kötülük yapanlar kansın Mihneti’ye kahredenler utansın Sabırla sebatım dindirir beni ……………………………………… Aşık Mihneti-Vehbi POLAT Temmuz – 1983 ............................. 1929-1993. Şenkaya’nın sonradan bucak merkezi olan Bardız (şimdiki adı Gaziler) köyünde doğdu. Asıl adı Vehbi Polat’tır. İlkokulu köyünde okuduktan sonra 1948 yılında Cilavuz Köy Enstitüsünü bitirdi. Aşıklık geleneğini küçük yaşlarda yöresinin ve Anadolu’nun öteki usta aşıklarını okuyarak öğrendi. Bunun yanında köylerine gelip giden aşıkları da izleyerek bilgisini geliştirdi. 1958 yılına dek Karayazının Söylemez köyünde öğretmenlik yaptı. 1959 yılında askere gitti. Dönüşünde ise önce Turhal’da sonra Tokat’a bağlı Ortaköy’de öğretmenliğe devam etti. 1974 yılında emekli olduktan sonra Ankara’ya yerleşen Mihneti, aşk, doğa, gurbet, hasret konularını işleyen şiirlerinin yanında toplumsal konularda da birçok şiir örneği verdi. Aşık Mihneti’nin şiirleri ve değişik yazıları 1965’ten itibaren yaşadığı bölgelerdeki yerel gazetelerde yayınlandı. Ankara’ya yerleştikten sonra da »Vatan« ve »Yenigün« gibi bazı gazetelerde yazdı. Şenkayalı Mihneti Ankara’da öldü ve orada toprağa verildi. Mihneti, bazıları çeşitli sanatçılar tarafından bestelenen şiirlerinin bir bölümünü »71’in İniltisi« (1974), »Emekçinin Türküsü« (1979), »Atatürk’süz Olmuyor« (1982) ve »İnsanca« (1989) adlı kitaplarında ………………………………………………………………………………………………………… )(-)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-400-)(-)(-)( ………………………………………………………………………….. O,canan’ın aşkı , Kerem misali Ateşe, közlere yandırır beni Kutsal mabet gibi her gün peşinde Girdap gibi çeker döndürür beni Ezelden hastayım gül’ün al’ına Adadım ömrümü yarin yoluna Şeyda bülbül edip gülün dalına Öpücük misali kondurur beni Selam verir her gün bana gülerek Kıskandırır bazen hem de bilerek Kendine delice aşık ederek Sevda deryasına bandırır beni Bu güzel sevdamız bir anda bitse Hasretin özlemin gözümde tütse Gün olur da beni terk edip gitse Sefil baykuş gibi çöndürür beni Yaşar mıyım senli hayal kurmasam Gözüm açık gider yari sarmasam Öyle ki ben yari bir gün görmesem Ağustos ayında dondurur beni Sevda çiçeklerim bir bir kurursa Senli duygularım dibe vurursa Gidip başkasına meyil verirse Ters eşeğe bile bindirir beni Nasip etme ya Râb yüzü gülmeze Fırsat verme ya Râb sözden almaza Lüzumsuz düşersen haldan bilmeze Zirveye çıkartır indirir beni Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
hoş bir seda bırakıp giden yoldaşı da tanımış olduk bir nebze
daha niceleri var duymasığımız bilmediğimiz emeğine yüreğine sağlık
selamlarımla