Siz... Şu üstümüzdeki kırlangıçlar Yıllardır hiç mi buralardan gelip geçmediniz Belki de çığırtan seslerinizi "rüzgâr aldı götürdü" Biz tam duymak isterken "satıverdi, getiremedi"
Bize şunu mu diyecektiniz? Bir deniz dolusu oyuncak Yetişin hepsi yok olacak
Üstelik hepsi kız Hepsi Zeynep Hepsi doğuştan narin ve kırılgan Üstelik anne memesinde olması gerekirken... Deniz dolusu oyuncak, Kimyası bile kaybolacak.
Doğum çığlıkları ve kırlangıç sesleri, İkiz kardeşmiş.
Babaları kapıda oğlan beklerken İkizlerin ikisi de kız oluvermiş Ha hay diye gülmüş " sizden evlat ha " Birini suya, diğerini göğe salıvermiş Biri kırlangıç olup oracıkta uçuvermiş
...ama diğeri... ...yüzme bilmezmiş...
Neden bütün oyuncakların isimleri hep Zeynep ve Neden Zeyneplere annelerin kokuları sinermiş
. .
Kimi yerde bal bebekler Kimi yerde bez bebekler Derken, Ağalar utanınca oyun oracıkta bitivermiş. Oyuncuların hepsi oyuncaklardan ibaretmiş
Sahne kocaman bir deniz Analar ve doğunca kızlar, Yine başlar önlerinde hep sessiz Büyümeden ya çöle ya göle verilmiş. Ya da yine dede diyebileceği birisine Üç beş altın yerine
Sonra da atlamış birgün onlar da bizim denize
Şimdi kıyılarda bir yerlerdeyim Uzansam yakalar mıyım Zeyneplerden birini Suyun gölgesi mi bana bu git diyen
Yoksa, Kan revân içinde çırpınan oyuncaklar mı... Hangisi ?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Denize Düşen Oyuncaklar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Denize Düşen Oyuncaklar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"Anadolu sen hâlâ orada mısın ? " Şiiri okuyunca sorunun ne kadar yerinde olduğunu anladım, üzülerek...Ve yıllardır klasikleşmiş cümle düştü dilime "Bu çağda böyle bir şey olabilir mi ?" ..Anlam yüklüydü...Kendimizi tekrar tekrar sorgulamamız gerek..Sevgi ile kalın...
Yüreğimin şehrinden, yola çıkmış yüzlerce Zeynep tanıdım bu diyarda. Hepsinin çığlığında ölüm sessizliği vardı... Bu Özel şiiri seslendirirken, bütün Zeyneplerin çığlığı olmaya çalıştım. Varlığınıza, yüreğinize,duygunuza müteşekkirim...
Gönülden kopup gelen duygular ve ustalıkla yazılmış bir şiir olmuş. Çok güzel, sıcacık bir şiir. Belki hüzün ve efkâr hâkim şiirde ama benim ruhumu ısıttı Yürekte saklı yetiştirilen gül goncasının her yaprağına bir name yazılmış gibi mısralarınız. Şiirlerinizin ruhunuzun raks edişlerinden yansıyan bir müziği var zaten... Sinmiş üzerine... ve bunu gerçek müzikten uzak okurken dinlemek, keşfetmek ve sindirmek çok daha haz veriyor bana... …… şiir acıtsa da ses öyle güzel doluyor ki ruha, dinlendiriyor, ferahlatıyor sanki…… sayın şairim Davidoff gözlerimi kapatıyorum ve dinliyorum... Büyük bir hazla... bayıldım... yorumunuza duygularınıza... …… en derin sevgi ve muhabbetlerim, saygımla …… Filizlenen hayallerin kalbi yakmaması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum sn. Davidoff.
nasıl okumadım bu şiiri şimdiye kadar... of dedim off.. hepsi kız hepsi zeynep hepsi kırılgan.. yüreği dağladı şairem şiir.. kutladım diyemiyorum bu duygulara çok duyarlı... sahne kocaman biz deniz/analar hep sessiz.. inan ikinci kez dinliyorum tüylerim diken diken..yorumlayanında yazanında emeğine sağlık.. gönül ışığınız hep yansın.. ve hep görsün bu çarpıklıkları ve hep yazsın şairem.. saygım sevgim sonsuz...
zeynep'lerimden biri,canım kardeşim,en küçüğümüz... gencecikken daha! kuş olup uçtu gitti,göçtü kondu bilinmeze!.. prematüre ölümdü onunkisi! şimdi kelebek olup gelir bazı...
zeynep'lerimden diğeri zeynep su'yum geldi peşi sıra ama ne geliş!..prematüre doğum! bu defa ha gitti ha gidecek o da derken! ölüp ölüp dirilirken biz, sımsıkı tutundu minicik yüreciğiyle hayata... iyi ki...
duygulanarak...çok nerelere götürdünüz beni, bi' çok duyguyu bir arada yaşattınız bi' an da...
Duygu, duyarlılık cenneti bir şiir ve yazdığı her yeni şiirde bayrağı bir ileri uca diken kendi kendi ile yarışan bir kalem Davidoff... Öyküsel bir anlatım sanırım en fazla bu kadar yakışabilirdi bir şiire. Seslendirme de cuk diye oturmuş :) Tebrik ederim. Güne gelmekte sonuna kadar haklı bir şiirdi. Her daim saygı ve çokça sevgimle...
Değerli şairim!Kızın evlattan bile sayılmadığı yerler ne yazık ki çok ülkemizde.Doğudaki insanımızda ana mefhumu yok mu ne? Onlar, annelerinin de bir kadın olduğunu unutuyorlar galiba.Yüreğinize sağlık.Sevgilerimle
Anadolu gerçeğini şiirinizde ne güzel işlemiş(canlandırmışsınız)
Sizi okumayı gerçekten seviyorum
Üstelik hepsi kız Hepsi Zeynep Hepsi doğuştan narin ve kırılgan Üstelik anne memesinde olması gerekirken... Deniz dolusu oyuncak, Kimyası bile kaybolacak
Sahne kocaman bir deniz Analar ve doğunca kızlar, Yine başlar önlerinde hep sessiz Büyümeden ya çöle ya göle verilmiş. Ya da yine dede diyebileceği birisine Üç beş altın yerine
Ah be üstat, ne desem ki, duygularımı anlatmaya kelimeler kifayetsiz, Bir şeyler yazmasam olmaz... Çok derinlere dokundunuz çok, beni yumuşak karnımdan vurdunuz. Sol yanım acıdı...
'' Bu mahallede ; kadına benden daha düşkün olan , benim kadar seven yoktur ... Pahası olmayan o cevherin kadri kıymetini sarraf olan bilir ancak ... Övünmüyorum sarrafım , sarrafım , sarrafım !.. '' diye feryat eden o Hüdavendigâra selamlar olsun !..
Gelin ey hakiki sarraflar !.. Gelin de ... Dillerimizden gönüllerimize inin artık ne olur !.. İnin de ; aşkı okuyun , aşkı anlatın , aşkı nefes edin bize !.. Yüz yıllardır hikâye ve şiirlerinizi ezbere okuyan tuti kuşları ( papağan ) olmaktan yorulduk artık ...
Demirden aletlerle fezalar fethederken ; gönül şehrimizi yağma edip Kerbela'ya çeviren aşkı bilmez haramilerden , şekil girdabında boğulmuş ruhsuz ve şefkatsiz günah sevap tüccarlarından , kız çocuklarını diri diri toprağa gömenlerin bilmem kaç asır sonra tekrar türeyen nesillerinin istilasından kurtarın bizi !.. Kışımızı yaz edin !..
Aah !.. '' Kadınları eğitilmeyen milletlerin esareti mukadderdir '' sözünün sırrına erildiği , gereğinin liyakatıyla yapıldığı ve meyvelerinin derildiği günler de görülürmü ki acep ?..
Hz Peygamber sav kız evladı olan eve bereket yağar diye buyurmuştur...kız evladı ve kadınların değerini ise "onlar sizin emanetinizdir gözünüz gibi bakın" diyede eklemiş ve yüceltmiştir...
Yürek sesiniz hiç susmasın.Ve Zeynepler unutulmasın,yok edilmesin.Aslında en hayırlı evlat yine kız evlattır. Anaya babaya bakan, onları kaderlerine terkedemeyen yürekli evlatlar. Ama işte yine de soyun devamı diye erkek evlat istenir neticede... Rabbim hayırlı evlatlar nasip etsin cümlemize... SAYGILAR! Değerli kalem...
Günün şiiri olmasından daha ziyade,şiirin hikayesi,bu hikayenin yıllardır süren acı hikayesini,yada başka bir deyişle,''MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI''nı çarpıcı bir dil ve duygu yoğunluğuyla anlatan bir şiir olmasından dolayı,tüm övgüleri hak ediyor fazlasıyla...Cinsiyet ayrımını yeren dizeler ise tam bir ustalık örneği...
Şiirin şair yüreğini,tüm yüreğimle kutluyorum... Dostçakalın...
Sahne kocaman bir deniz Analar ve doğunca kızlar, Yine başlar önlerinde hep sessiz Büyümeden ya çöle ya göle verilmiş. Ya da yine dede diyebileceği birisine Üç beş altın yerine
YARADAN CENNET ANALARIN AYAĞI ALTINDA DERKEN ZEYNEPLERİ YOK SAYANAR ,HİÇ SAYANLARIN HAKK'A CVBI NE OLACAKTIR :(( TEBRİK EDİYORUM ÇOK HAKLI ANLAMLI DİZELER BAŞARILARINIZ BİTİMSİZ OLSUN .SES OLAN NEFESİ AYRICA TEBRİK EDİYORUM.SELAM SAYGIMLA.
Çocuk olmadan hayata büyüyen, küçük kadınlar küçük anneler.Kardelen olup açması, kahkaha atarak bebeklerle oynaması gereken o çocuk yürekliler ağzı salyalılara eğlence niyetine verilir.Berdel denen illet ergeç çalar kapılarını o çocuk yüreklilerin.Rüzgar boğar o cılız seslerini, imdat çığlıklarını anaları bile duymaz ki.. Oyun çağında oynarken kadın yapılan bebeler..Vebali tüm oyuncuların boynuna . Hiç yabancı değil yazdıklarınız. Onların arasında kaldım görev gereği bilirim kan içinde kalan kırılmış bebekleri. Duyarlı yüreğe selamlar.Sevgilerle.
Her kadın bir anayken... Her adamı bir ana dünyaya getirmişken...
Kadın her yerde kadın ve kadın her yerde ana aslında... Bu dünya düzeninde kadına sürülen leke bitip tükenmek bilmiyor. Oysa ki kadını can yoldaşı diye dileyen Ademdi. Ve kadın erkeğe emanetti. Emanete hıyanetin sonu yok sanırım. Ne acı hala bunları yaşıyor olmak...
Sevgili Davidoff, bir kez daha böyle oyuncaklı bir şiir okumuştum, çok etkileyiciydi ama senin miydi hatırlamıyorum. Cahileye dönemini çok güzel anlatıp resmetmiş sin. Ne hikmetse bu cahiliye devri hâlâ sürmekte.
O şiirinizi de çok beğenmiş, hiç unutmamıştım. Hele Zeynep ismi; bu ismi ben de çok severim. Nedense öykülerimdeki kadın kahramanlarımın çoğunun adı Zeynep'tir.
Babaları kapıda oğlan beklerken İkizlerin ikisi de kız oluvermiş Ha hay diye gülmüş " sizden evlat ha " Birini suya ,diğerini göğe salıvermiş Biri kırlangıç olup oracıkta uçuvermiş
...ama diğeri... ...yüzme bilmezmiş...
Yüzme bilseymişte bir şey değişmeyecekmiş... Çünkü onları toprağa yakıştıranlar varmış...
Bir deniz dolusu oyuncaklar... belki onu da çok görürler de denizide boşaltabilirler...
Denize Düşen Oyuncaklar ( Şiirin Hikayesini Görmek İçin Tıklayın )
Siz... Şu üstümüzdeki kırlangıçlar Yıllardır hiç mi buralardan gelip geçmediniz Belki de çığırtan seslerinizi "rüzgâr aldı götürdü" Biz tam duymak isterken "satıverdi, getiremedi"
Bize şunu mu diyecektiniz? Bir deniz dolusu oyuncak Yetişin hepsi yok olacak
Üstelik hepsi kız Hepsi Zeynep Hepsi doğuştan narin ve kırılgan Üstelik anne memesinde olması gerekirken... Deniz dolusu oyuncak, Kimyası bile kaybolacak.
Doğum çığlıkları ve kırlangıç sesleri, İkiz kardeşmiş.
Babaları kapıda oğlan beklerken İkizlerin ikisi de kız oluvermiş Ha hay diye gülmüş " sizden evlat ha " Birini suya ,diğerini göğe salıvermiş Biri kırlangıç olup oracıkta uçuvermiş
...ama diğeri... ...yüzme bilmezmiş...
Neden bütün oyuncakların isimleri hep Zeynep ve Neden Zeyneplere annelerin kokuları sinermiş
. .
Kimi yerde bal bebekler Kimi yerde bez bebekler Derken, Ağalar utanınca oyun oracıkta bitivermiş. Oyuncuların hepsi oyuncaklardan ibaretmiş
Sahne kocaman bir deniz Analar ve doğunca kızlar, Yine başlar önlerinde hep sessiz Büyümeden ya çöle ya göle verilmiş. Ya da yine dede diyebileceği birisine Üç beş altın yerine
Sonra da atlamış birgün onlar da bizim denize
Şimdi kıyılarda bir yerlerdeyim Uzansam yakalar mıyım Zeyneplerden birini Suyun gölgesi mi bana bu git diyen
Su gibi akmış gitmiş duygular.
Gürül gürül çağlamış nehir.
Artık susup kalmak var.
Kız ve kadının kardelen misali ancak var olabileceği koşullar.
Leyla bir Özgecandı da şimdi nerede.
Karşısına çıkacak her sözü yere vuracak bu şiiri huşu içerisinde selamlıyorum.
levent taner tarafından 4/10/2015 6:32:33 PM zamanında düzenlenmiştir.