kıyam ettim yalnızlığına
Hayatın ölüme doğru giden treninin
u/mutsuz vagonunda seyir halinde bedenim, sağımda pişmanlıklarım solumda keşkelerim refakat etmekte yalnızlığıma kocaman sandığım mutluluğum yenik düştü hercai ayrılığa ve ben ölümüne rahmet okuyup hüzün yüklü heybetimle kıyam ettim yalnızlığına... Sineye çekilmiş hayallerim saklı bivefa hayatın zifiri karanlıklarında Zühre’nin Tahir’i olmak için tarumar ettim ömrümü biçare Nakşederken ayrılıkları aşkın en güzel vaktinde Sensizliğin rayihasında astım birer birer masum hayallerimi Hece hece seni bahşettim umutsuz yarınlarıma Senden sonra günah bildim aşkı sol yanıma Ve ben günah olduğunu bile bile kıyam ettim yalnızlığına.. Sensizlik senfonisi çalarken kapımı ardın sıra İllegal dualarım oldun alaca karanlığın ayazlarında giyotine benzer gözlerine yenik düştü gözlerim bir eylül gecesinde çıplak hayaller büyüttüm senden sonra çürümüş beşiklerde ve ben ağlayan bir çocuk misali kimsesiz, kör karanlık kuytularda kıyam ettim yalnızlığına.. Sersefil bir dram meseli şimdi yokluğun Ölesiye bir yoksulluk ve yapmacık gülüşlerim kaldı suretimde isimsiz şehirlerde kaybettiğim kendimi arıyorum ezip ezip kaldırımları ya sabır’lar düşüyor yüreğimden ve ben ziyan olmuş şarkılarda kıyam ettim yalnızlığına... |