sevişmeden sevişmek
“Birkaç telefon görüşmesi yapmalıyım.” dediğinde
kırmızı kutu biramı içmek üzereydim. İlk telefon annesi içindi. “Evet, anne. İyiyim. Sonra ararım seni. Hayır, henüz eve gitmedim. Birazdan. Tamam. Merak etme.” dedikten sonra bir başka numarayı tuşladı. Bu kez evinde kaldığı kuzeni Begüm’ü arıyordu. “Evet, napıosun? Hı hım. Bu gece Selin’de kalıcam. Annem seni ararsa bir şey buluver. Tamam, öptüm canım.” Sırada Selin vardı, “Canım nasılsın? Evet, ben Ege’deyim. Bu gece onda kalıcam. Kuzenime sendeyim dedim. Ahahaha… Tamam canım görüşürüz.” Sıra son telefona gelmişti. İtalyan sevgilisini aramak üzere ülkeler arası bir yalan için İngilizce konuşarak, Selin’de olduğunu ve biraz sonra kuzenine gideceğini söyledi Bir dakika süren bu yalan zincirinden sonra gülümseyerek bana bakıp “Tamam, işte bu kadar!” dedi. O an acıdım İtalyan’a her ne kadar onu bana tercih etmiş olsa bile. Şu anki konumumdan gayet memnun aldım son yudumu kırmızı kutu biramdan. Sonra, neydi lan bu olanlar? diye düşündüm. Bu nasıl bir sistemdi? Ben bu yalanın neresindeydim? Çok hızlı ve acımasızdı her şey. “Neden susuyorsun konuşsana.” dediğinde kendime geldim sonra dudaklarını ağzıma dayadı. İlk kez şeytani bir varlığın farkındalığıyla sevişmeden sevişmek üzere kucaklandım tekrar ve tekrar… |